Gültekin Uysal: Demokrasinin oksijeni azalıyor

Demokrat Parti 16. Olağan İzmir İl Kongresi Deniz Baykal Kültür Merkezi'nde gerçekleşti. Kongreye DP Genel Başkanı...

TAKİP ET

Demokrat Parti 16. Olağan İzmir İl Kongresi Deniz Baykal Kültür Merkezi'nde gerçekleşti. Kongreye DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, DP İzmir Milletvekili Haydar Altıntaş ve Salih Uzun, DP İzmir İl Yönetim Kurulu Üyeleri, DP İzmir İlçe Başkanları ve Yönetimleri, siyasi parti ve STK temsilcileri katıldı.

Başkanlık Divanı'ndan yapılan açıklamada, 16 Ağustos 2023 tarihindeki toplantıda İzmir İl Başkanı'nın Ozan Demirbaş olmasına karar verildiğini ve Aliağa İlçe Başkanlığına Şükrü TORLAK, Bornova İlçe Başkanlığına Salih Özdemir, Çiğli İlçe Başkanlığına Av.Duygu Karaalp, Karabağlar İlçe Başkanlığına Güray Güleryüz, Karaburun İlçe Başkanlığına Volkan Şahin, Konak İlçe Başkanlığına Av.Onur Demirhisar, Ödemiş İlçe Başkanlığına Kahraman Murat Ateş, Seferihisar İlçe Başkanlığına Berkant İncekara, Tire İlçe Başkanlığına Ogün Kayalar, Balçova İlçe Başkanlığına Faruk TANER, Çeşme İlçe Başkanlığına Meltem Karaca Erdoğan ve Bayındır İlçe Başkanlığına Av. Selçuk Dikkaya atandığı bildirildi.

İl Başkanı Ozan Demirbaş yaptığı konuşmada İzmir'in Mustafa Kemal Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'ı emanet ettiği, Hasan Tahsin'in şehit olmak pahasına düşmana ilk kurşunu sıktığı kent olduğunu hatırlatarak, bugün demokrasi şöleni sergilediklerini söyledi. Geçmişle geleceği, tecrübeyle dinamizmi bir araya getiren enerjinin öncüsü ve bayraktarı olduğunu ifade eden Demirbaş 'Siyasete başladığım nokta belli, bugün durduğum nokta belli. Bu iki nokta arasındaki çizgi; partimizin ve liderimizin aldığı kararlardan oluşuyor. Bizler dosdoğru çizgisinde ilerleyen, irademizin davasına inanmışlarız. Bugün bu salondan aldığımız enerji ile İzmir'i makul ortak paydada buluşturmak için, bir insan ömrüne üç insan ömrünü sığdıracak kadar çok çalışmamız gerektiğinin bilinciyle, İzmir'imize, ülkemize ait sıkıntılarımızı konuşmak, umudumuzu diri ve taze tutmak için buradayız'' dedi.

'YEREL SEÇİMLER İKTİDAR OLMA YOLUNDA ÖNEMLİ BİR AŞAMA'

Yerel seçimlerin iktidar yolunda önemli kilometre taşlarından biri olduğunu ifade eden Demirbaş söze şöyle devam etti: ''Kıymetli dava arkadaşlarım, Türk siyasi tarihinin ve demokrasisinin en zor sınavını mayıs ayında geride bıraktık. Adım adım yerel seçimlere yaklaşıyoruz. Yerel seçimler iktidar olma yolunda önemli bir aşamadır. Bu aşamayı başarıyla geçmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Bütün arkadaşlarımızla beraber el birliği, akıl birliği yapıyoruz. Bu dikenli yolda yürümek için gövdesini, yüreğini ortaya koyan belediye başkan adaylarımız var. İşte bu dönemde biz demokratların, merkez sağın, makul ortak paydanın gerçek temsilcilerinin vazifesi sokaklarda olmaktır, meydanlarda olmaktır. İzmir'in sokakları bizi çağırıyor. Başka partilerin ne yaptığına, ne yapacağına bakmadan, ne zaman kiminle sahaya ineceğine bakmadan kendi çalışmalarımızı hızlandırıyoruz. Söz veriyorum İzmir'in her sokağının köşesinde hürriyet şarkısını yaşatacağız. Biz umudu örgütlemeye kararlıyız. Biz toplumun her kesimine elimizi uzatıyoruz. İnanıyorum ki İzmirli hemşerilerimiz elimizden tutacak hep beraber el ele bu kasveti dağıtacağız. Çünkü biz Demokrat Parti olarak milletin derdini de, çözümlerini de en iyi bilenlerdeniz.''

'BİZ CAN DERDİNDEYİZ ONLAR İSE İFADE PEŞİNDE'

Demirbaş, AK Parti iktidarını şu sözlerle eleştirdi: ''20 yılı aşkın süredir AK Parti iktidarının yarattığı yoksulluğun, fukaralığın ne olduğunu bilen, bunu ortadan kaldırmanın derdi ile gezenleriz. Biz can derdindeyiz, onlar ise ifade peşinde… Sayın Genel Başkanım, kıymetli misafirlerimiz, müsaadenizle, İl Yönetim Kurulu Üyelerimizi sahneye davet ederek sözlerime onlarla birlikte son vermek istiyorum. Davamıza vermiş olduğu hizmet ve desteklerinden dolayı, bizleri bugün burada onurlandıran başta Sayın Genel Başkanım Gültekin Uysal'a, İzmir milletvekillerimiz Sayın Haydar Altıntaş ve Sayın Salih Uzun'a, Genel İdare Kurulu Üyemiz Sayın OsmanVarol'a, kıymetli eşime, aileme, bugün kongremize teşrif eden tüm katılımcılara,partililerimize, hemşerilerimize teşekkür ederim.''

Daha sonra kürsüye gelen DP Genel Başkanı Gültekin Uysal siyasetin sorumluğu ve vebalinin büyük olduğunu belitti.  Bazı siyasiler tarafından 3 Kasım 2002'den öncesinin yok sayıldığını ifade ederek, bu günlere bir anda gelinmediğini vurgulayan Uysal 'Cumhuriyeti 100. Yılın görmezden gelseler de biz buradayız, DP'liler burada. Milletimiz görüyor, idrak ediyor. Milletten başka rıza arayacağımız kimse yok' dedi.

Devletlerin, toplumların, buhran dönemlerinin olabileceğini ülkede şu dönemde zihin karışıklığı yaşandığını kaydeden Uysal, yeni bir dünya kurulduğuna işaret ederek Türk Milleti'nin bu rekabette hak etmesi gereken yeri alması gerektiğini kaydederek şöyle devam etti:

Türkiye bu potansiyeli ile buluşturacak şey siyasettir. İstikametini kaybetmiş Türkiye fotosuyla karşı karşıyayız. Milletimiz devletimiz bunu hak etmiyor. Hep beraber ya bir yol bulacağız ya da bir yol açacağız. Bir yol açmak mecburiyetinizdeyiz. Milletin taleplerini demokratik kanallara aktarıp çözüm üretilmediği ortada. Mücadelemiz zoru kolay kılmak için. Bugün iktidar sahipleri hukuku ve demokrasiyi sunmayı öteleyebilir. Sağlıklı işleyen demokrasi yok, kaynaklar heba oluyor. İnsan kaynakları heba oluyor. Amaçları belli onlara inat, şühedanın emanet bıraktığı vatana sahip çıkacağız. Onlar istiyor diye ülkeyi terk etmeyeceğiz. Ülke hepimizin. Bugün, dününü yok saydıkları Cumhuriyet'in her türlü imkanından yararlananlar bir hikaye anlatıyor. Sanki onlardan öncesi yok. Öyle mi? Bu ülkeyi yarınlara eninde sonunda taşıyacağız. Bugün sistematik çöküşler yaşıyoruz. Demokraside ve hukukta küme düşmemizin bedelini, yıkıma düşürecek hadiseler yaşıyoruz. Önümüzdeki 5 yıl içinde 600 milyon insan emekli olacak. Bu kaynağı nerden sağlayacak. Kendi yetişmiş insan gücünüzü yurt dışına kovalayacaksınız, diğer tarafta niteliksiz bir göçü davet edeceksiniz. Tutarlılık sadece muhalefetin zorunluluğunda değil. Neyi paylaştılarsa bütün değerlerin içini boşalttılar. 20 yıllık iktidarlığın sonunda elde avuçta kalanları satmanın peşindeler. Hepimizi sarsmalı. Kanıksandığı için ses veren kulaklarını tıkıyorlar. Deprem yaşadık resmi olarak kaç bin kişinin öldüğünü bilmiyoruz. Değerli İzmirliler, kendimize doğru soruları sormanın ve cevapları bulmanın dışında başka alternatifimiz yok. İktidar sahiplerinin talebi; tek bir kişiyi, onun ailesini, yakın çevresini her ne pahasına olursa olsun iktidarını sürdürmek. Başka bir amaçları yok. Suçüstü yakalandıklarında hukuku katledip demokrasiyi yok ederek kendi varlıklarını kadere dönüştürmek için var gücüyle çalışıyorlar. Demokrasinin oksijeni azalıyor. Mücadelemiz bunu tersine çevirmek için. Demokrasi derken eşit fırsatlara sahip olunması demek. İnsanların eşit haklara sahip olması demek. Birtakım sosyal medya fenomenlerinin ortaya dökülmüş, kayıt dışı bir ekonomide olan biten, teknik direktörün ismiyle anılan fonu konuşuyoruz. Her gün İçişleri Bakanı'nın yaptığı operasyonları konuşuyoruz. Bu işler olurken neredeydiniz diye sormazlar mı?  Günümüz geçmiyor ki mafya, adeta Meksika sınırı gibi bir sınır çizilmiş. İktidarsanız her türlü hakka sahipsiniz. Şirin gözükmek için birtakım beyanlarda bulunuyorlar, ancak bunu söylemiyorlar; Türkiye bu noktaya neden geldi? Ekonomiden başlayarak senkronize yapısal bozulmalarla karşı karşıyayız. 2023 hedefleri diyorlardı, küçük bir sapma oldu 2053'e taşındı. Mayısta seçimlerde hep beraber mücadele edelim. Günübirlik siyaset yapmıyoruz yapmadık. Zor zamanlara hep birlikte geldik. Ancak irademizin üzerine hiçbir gölgeyi düşürmedik. Kolayı seçebilirdik, ancak seçmedik. İktidarın safına geçenler var. Ancak biz Uhud okçuları gibi durduğumuz yerde durduk ve durmaya devam edeceğiz. Siyaset hem genelde hem de yerelde bilerek maliyetli hale getirildi. Sebebi ise iktidar. Bugün gönül çizgisi içinde siyaset yapmış kucaklaşma günü. Beş vakit namaz kılıp her türlü yolsuzluğu yapıyorsunuz. Yanlış yapan kimse bunun hesabını verecek. Kayıt dışı siyasetin bedelini bu ülke ödedi. Kayıt dışı ekonomik işlerin bedeli o daha ağır. Bütün ilişkileri bozan cinsten. Asgari ücrete zam yapılacak, vatandaşlara enflasyona ezdirmeyeceğiz diyorlar. Bir de ezdirseniz ne olur acaba? 20 yılda toplamsal üç kesim büyük kayılar yaşadı; emekliler, çiftçiler, esnaf. GSMH içinde tarımın durumuna baksak acıyı görürüz. Kendi topraklarını değerlendirmeyen akılsızlar, Türkiye tarımını istilaya açan ahmaklar 10 yıl önce Sudan'ı vizyon projesi olarak alan sessizce projeyi tasfiye ettiler. Pahalı tecrübelere ihtiyaç yok. Filisten'de yaşanan katliama Türkiye hiçbir zaman sessiz kalmadı ve kalamaz. Milletimizin vicdani hizasında durarak tüm coğrafyalardaki olan bitene Türkiye kayıtsız kalamaz

HABER MERKEZİ

Bakmadan Geçme