Bayraklı Deprem Anıtı’nda ‘isyan’: Afetzede yurttaşlarımızın acısı neredeyse isyana dönüştü

6 Şubat Depremi’nin yıldönümü sebebiyle, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri Platformu Bayraklı Deprem Anıtı önünde anma töreni düzenledi. Törende yapılan basın açıklamasının sözcülüğünü TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Aykut Aydemir yaptı. Aydemir, ‘‘Yaşamını yitiren yurttaşlarımızın yanında bir de “faili meçhul” kayıpların olması, ayakta kalma mücadelesi veren afetzede yurttaşlarımızın acısını neredeyse isyana dönüştürmüştür’’ dedi.

Bayraklı Deprem Anıtı’nda ‘isyan’: Afetzede yurttaşlarımızın acısını neredeyse isyana dönüştü
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

6 Şubat Depremi’nin yıldönümü sebebiyle, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri Platformu Bayraklı Deprem Anıtı önünde anma töreni düzenledi. Törende yapılan basın açıklamasının sözcülüğünü TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Aykut Aydemir yaptı. Anma törenine CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay, Karabağlar Belediye Başkan Adayı Helil Kınay, Bayraklı Belediye Başkan Adayı İrfan Önal gibi siyasi isimlerin yanı sıra pek çok STK’da katılım gösterdi.

‘‘SORUMSUZLUK VE CEHALET’’

Deprem konusunda merkezi idarelerin tutumunu eleştiren Aydemir, ‘‘Bizleri şaşırtan, Depremin oluş mekanizmasının çözüldüğü 20 ve 21. Yüzyılda, yaşadığımız topraklarda gerçekleşen 35 yıkıcı depremde, 200 bininin üzerinde insan kaybına, milyarlarca dolar zarara rağmen hala ders çıkarmayan yöneticilerin sorumsuzluğu ve cehaletidir. Doğa kaynaklı afetler konusunda geldiğimiz durum vahim, merkezi idarelerin aldığı tutum ise kaygı vericidir’’ dedi.

‘‘SORUMLULUK ÜSTLENEN YOK’’

Aydemir açıklamasında şu ifadelere de yer verdi:

Bir yıl önce gerçekleşen deprem, yerleşim alanı planlaması konusunda hala bir adım yol alamadığımızı, barınma amacı ile yapılan ama toplu enkaza dönüşen yapılarımızı yöntemli olarak denetleyemediğimizi göstermektedir. Ürkütücü olan ise, üzerinden bir yıl geçmesine karşın, bölgede çadırlarda ve konteynırlarda yaşam savaşı veren yoksul insanlarımızın içimizi sızlatan durumudur. Sonuçları itibariyle ‘asrın felaketi’ kelimeleri arasına sıkıştırılarak kadere bağlanan afetin sorumluları ortada yoktur. Yaşamını yitiren yurttaşlarımızın yanında bir de faili meçhul kayıpların olması, ayakta kalma mücadelesi veren afetzede yurttaşlarımızın acısını neredeyse isyana dönüştürmüştür. Uygar ülkelerde, yıkım ve can kayıplarından sorumlu yetkililerin görevlerinden istifa etmeleri bir zorunlulukken, ülkemizde bu durum neredeyse bir terfi gerekçesi olmuş, afetin üzerinden bir yıl geçmesine karşın, sorumlu mevkilerde bulunan hiçbir kamu görevlisi sorumluluğu üstlenmemiş veya merkezi idare tarafından görevden el çektirilmemiştir.

bayrakli deprem anitinda isyan afetzede yurttaslarimizin acisini neredeyse isyana donustu whatsapp image 2024 02 06 at 21.15.09

‘‘DEPREMZEDELER KÜRSİDEN ELEŞTİRİLDİ’’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın deprem bölgesiyle ilgili konuşmasına vurgu yapan Aydemir, ‘‘Yaklaşan yerel seçimler öncesi, yıkıma uğrayan kentlerde yardım alma koşulunu, oy karşılığına bağlayan yönetim sisteminin bir sonucu olarak, ülkemizin yeni afetlerde düşeceği durum kürsüden, hem de en yetkili ağız tarafından itiraf edilmiştir: oy yoksa, yardım da yok’’ şeklinde konuştu.

‘‘BARINMA HAKKI LOBİLERE TESLİM EDİLEMEZ’’

Aydemir, ‘‘Doğa kaynaklı afetleri gerekçe göstererek, bu durumu fırsata dönüştürme çabalarının giydirilmiş adı, mevcut hali ile “kentsel dönüşüm” ütopyasıdır. Yoksul insanların yaşamları boyunca elde ettikleri tüm birikimlerini kullanarak, aç kalma pahasına satın alıp, başlarını soktukları konutların, afet güvensiz alanlarda, denetimden yoksun ve çürük yapılmasının sorumlusu kendileri değil, mevcut sistemdir. Anayasa ile güvence altına alınmış barınma hakkı, yurttaştan alınıp beton lobilerine teslim edilemez’’ dedi.

‘’11 KEZ DEĞİŞTİ’’

Son 25 yıl içinde ülkede yapılan bilimsel çalışmaların kaygı verici sonuçlarının olduğuna işaret eden Aydemir konuşmasını şöyle sürdürdü:

Beş yüze yakın deprem üretme potansiyeli olan diri fayın var olduğu ülkemizde, kısa süre içerisinde veya uzun vadede ne zaman ve hangi noktalarda yıkıcı bir depremin olacağı ne yazık ki kestirilememektedir. O halde yapılması gereken şey, deprem zararlarını en aza indirecek güvenli alanlarda, mühendislik prensiplerine uygun yapı üretilmesi ve bu yapıların her aşamasının sürdürülebilir, etkin ve efektif bir sistem ile zemininden çatısına kadar denetlenmesidir. Oysa ülkemizde 1999 depremlerinden sonra 4708 sayılı Yapı Denetim Yasası ve uygulama yönetmelikleri ile yürürlüğe giren denetim sistemi, son depremde ortaya çıkan aksaklıklar göz önüne alındığında son derece yetersizdir. Türkiye’de ilk deprem yönetmeliği 1939 Erzincan depremi sonrasında;1940 yılında yürürlüğe girmiştir. Bilimsel gelişmelerin yönetmeliklere yansıması elbette doğal kabul edilmelidir. Ancak, geçtiğimiz yüz yıl içinde yönetmelik 11 kez değişikliğe uğrarken bununla asimetrik olarak, imar barışı adı ile anılan 19 imar affını ve yıkılan binaların arasında ne kadarının imar affından yararlandığını öğrenmek istiyoruz.

Anma töreninde sivil inisiyatiflerin attığı sloganlar ve pankartlar da dikkat çekti.

Aysun Güler

Bayraklı Deprem Anıtı’nda ‘isyan’: Afetzede yurttaşlarımızın acısı neredeyse isyana dönüştü

Yorumlar kapalı.