Yeniizmir.com Yazarı Sıla Arabacıoğlu’nun haberine göre; 2023-2024 Eğitim ve Öğretim Yılı’nın başlamasına bir aydan az süre kaldı. Aileler ise üniversite sınavına girecek çocukları için dershane arayışına girdi. Ancak yüksek ücretler ile karşı karşıya kalan birçok aile, ne yapacağını kara kara düşünüyor. İzmir’de 20 kişilik sınıflarda 40 bin liradan başlayan dershane ücretleri V.İ.P sınıflarda 100 bin liraya kadar yükseliyor. Çocuğunu, üniversite sınavına en iyi şekilde hazırlamak isteyen aileler, para bulmanın yollarını arıyor.
SAYIYA GÖRE FİYAT
İzmir’deki eğitim veren özel kurumlardan alınan bilgilere göre; 20 kişilik sınıflarda öğrenim görmenin bedeli 40 bin lira ile 50 bin lira arasında değişiyor. Özellikle V.İ.P. olarak tabir edilen 6 kişilik sınıflarda eğitim ücretleri 90 bin lira ile 100 bin lira arasında değişiklik gösteriyor.
‘MECBUR KALIYORUZ’
İsmini vermek istemeyen bir veli fiyatların ciddi miktarda yükselmesiyle birlikte dershaneye ancak kredi çekerek gönderebildiklerini söyledi ve “Tek başına çalışan, evi kira olan birisinin çocuğunu okula bile gönderebilmesi gerçekten çok zor. Benim çocuğum bu yıl 12. sınıfa geçti. Bu yıl mecburen dershaneye göndermek zorundayım, artık tek çaremiz ya kredi ya da kredi kartı. Benim birçok arkadaşım çocuğunu dershaneye gönderebilmek için kredi başvurusunda bulundu” dedi.
‘AÇIK LİSEYE GEÇİŞ’
Eğitim-Sen İzmir 5 No’lu Şube Başkanı Özcan Çetin, “İnsanlar dişinden tırnağından arttırıp dershaneye gönderiyor. 50 bin liranın altına bir fiyata da dershane yok. Şu anda 12. sınıftan itibaren açık liselere kaçışlar başladı. Öğrenciler, okulların sınav, ödev baskısından kurtulup sınava rahat hazırlanmak için böyle bir yola başvuruyor. Durumu olan aileler çocuklarını dershaneye gönderiyor. Bu da devletin eğitimden elini çekmesi koşulları yaratıyor” diye konuştu.
‘REKABET DEĞİL GELİŞTİRME’
Eğitim-Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Necip Vardal, “İlköğretimden başlayarak üniversiteye kadar, sürekli olarak sınava endekslenmiş bir eğitim sisteminin nitelikli olması ve eğitimde fırsat eşitliğini sağlaması mümkün değildir. Eğitimin paralı hale getirilmesi fırsat eşitsizliklerini derinleştirmektedir. Öncelikli olarak yapılması gereken, öğrencilerimizi sınav cenderesinden kurtarmaktır. MEB eğitimin her kademesinde ‘sınav merkezli’, ‘piyasacı ve rekabetçi eğitim’ anlayışını derhal terk etmelidir. Öğrencileri birbiri ile rekabet eden değil, onları geliştiren, çok yönlü bilgi ve beceri kazandırıcı, kamusal, bilimsel ve nitelikli eğitim anlayışı benimsenmelidir. Bu olmadığı sürece YKS ve LGS ye hazırlanma aşamasında fırsat eşitsizliği daha da artacaktır. Eğitim sürecindeki eksiklikleri ortadan kaldırmak sınavlara hazırlanmak amacıyla kurs ve dershane desteğine ihtiyaç duyan öğrenciler bu aşamada bir kez daha yakıcı bir fırsat eşitsizliği ile karşı karşıya kalacaktır” dedi.
Haber Merkezi
Yorumlar kapalı.