Devlet Bahçeli: “Kent uzlaşması dedikleri…'

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Merkez Yönetim Kurulu (MYK) ve Merkez Disiplin Kurulu (MDK) Toplantısı...

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Merkez Yönetim Kurulu (MYK) ve Merkez Disiplin Kurulu (MDK) Toplantısı sonrasında açıklamalarda bulundu. MHP’nin gündemi ve siyaseti belirleyen bir parti olduğunu belirten Bahçeli, “İrade ve itibarını teçhiz eden sadece ve sadece büyük Türk milletidir. Milletimizden aldığımız veya alacağımız desteği yine milletimize hizmet olarak tahvil etmekle mesulüz. Zira sevdamız millet, gücümüz devlettir. Allah’ın izniyle daha yapacağımız çok işler, ulaşacağımız çok hedefler vardır. Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in müessir ve mümtaz mevcudiyeti yeminli Türkiye düşmanlarının uykularını kaçırmakta, alayını birden tir tir titretmektedir” diye konuştu.

“Macron’un Ukrayna’ya asker göndermeyi telaffuz etmesi, kabus senaryolarına canlılık kazandırmaktadır”
“Kuzeyimizde süregelen Rusya-Ukrayna savaşı, bu savaşın yayılması, hatta küresel mahiyet alması için yapılan provokatif tertip ve telkinler barış ümitlerini maalesef sabote etmektedir” diyen MHP lideri Bahçeli, şunları söyledi:
“Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Ukrayna’ya asker göndermeyi telaffuz etmesi, bu ülkenin savunma bakanının Ermenistan’a uzun menzilli füze vereceklerini duyurması kabus senaryolarına maalesef canlılık kazandırmaktadır. Macaristan’ın geçtiğimiz günlerde İsveç’in NATO’ya katılımını onaylamasından hemen sonra bu tartışmanın alevlenmesi, üstelik Kremlin yönetimi tarafından Macron’un sözlerinin fiiliyata yansıması halinde NATO ile çatışmanın kaçınılmazlığına vurgu yapılması hafife alınacak bir güvenlik riski değildir. Rusya’nın NATO’yla savaşması demek Türkiye için beka düzeyinde bir sorun ve sancıdır. Bölgesel barış, huzur ve istikrarın temelinden dinamitlenmesi, mütecaviz ve mütehakkim zorlamaların dip akıntı halinde ilerleyiş kaydetmesi insanlığı felakete sürükleyecektir. Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın üçüncü yılında aklıselimin öne çıkmasından, sağduyunun hâkim olmasından, diplomasi ve diyalog kanallarının açılmasından başka makul bir alternatif yoktur. 2022 yılında İstanbul’da kurulan müzakere masasının tekrar güncellenerek silahların susması, sıkılı yumrukların açılması, bölgemizde barış ikliminin tesis edilmesi Rusya, Ukrayna ve Türkiye başta olmak üzere her ülkenin çıkaranıdır.”

“İsrail suçludur, soykırımcıdır ve 30 bin masumun hayatına son vermesinin bedelini en ağır şekilde ödemelidir”
İsrail ile Filistin arasında derhal ateşkes yapılması gerektiğini ifade eden Bahçeli, “Kalıcı çözüm ve barış beklentileri kuvveden fiile geçmelidir. Akan kan durmalıdır. Soykırımcı İsrail hesap vermelidir. Türkiye’nin Uluslararası Adalet Divanı’na sunduğu sözlü beyanı mazlum Filistin halkına tercüman olmuş, İsrail’in maskesini bir kez daha indirmiştir. Filistin halkına yapılan haksızlıklar sebebiyle kurallara dayalı uluslararası sistem bugün çöküş aşamasına geçmiştir. 1948 Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal eden İsrail’in aleyhine açılan bir davada yargılanması, bu yargılamaya Türkiye’nin hak, hukuk ve insani temelde müdahil olması tarihe düşülen cesur bir not, çok değerli bir mücadele timsalidir. İsrail’in Uluslararası Adalet Divanı’nın açıkladığı geçici tedbirlere tam ve eksiksiz riayeti gecikmeksizin sağlanmalı, saldırılarına son vermesi için ihtiyaç duyulan mekanizmalar devreye sokulmalıdır. Filistin halkının istediği adalettir, eşitliktir, bağımsızlıktır. Hiç kimse, uluslararası nitelikli hiçbir kurum ve kuruluş, bu meşru taleplere sırtını dönmemelidir. İsrail’in Doğu Kudüs, Gazze ve işgal altındaki diğer Filistin topraklarının kimliğini ve statüsünü değiştirme amacı gayrimeşrudur, gayri hukukidir, gayri ahlakidir. Böylesi bir dayatma insanlık vicdanında asla karşılık bulmayacaktır. ABD Başkanı Biden’ın önümüzdeki pazartesi günü ateşkesin olacağını söylemesi en azından ihtiyatlı iyimserliğimizi desteklemiştir. İsrail suçludur, soykırımcıdır ve 30 bin masumun hayatına son vermesinin bedelini en ağır şekilde ödemelidir. Bir halkın onuru ve şerefi yok sayılırken, bir halkın varlığı ve güvenliği inkar edilirken, bir halkın hak ve hürriyeti çiğnenirken sessiz ve seyirci kalmak zulme ortaklıktır. İki devletli çözüm dışında barış ortamına davetiye çıkaracak bir başka seçenek kesinlikle yoktur. 1967 sınırlarına haiz, başkenti Doğu Kudüs olan; egemenliğini, toprak bütünlüğünü ve bağımsızlığını tescillemiş bir Filistin devletinin kurulması tarihen, siyaseten, vicdanen ve hukuken kaçınılmaz bir zorunluluktur” dedi.

“Emeklilerimizin çağrıları haksız değildir, gerekli iyileştirmeler cömertçe yapılacaktır”
Türkiye yüzyılında sosyal ve ekonomik sorunların, terör ve bölücülük melanetinin üstesinden gelineceğini söyleyen Bahçeli, “Hayat pahalılığı kaderimiz değildir ve bitecektir. Emeklilerimizin çağrıları haksız değildir, gerekli iyileştirmeler cömertçe yapılacaktır. Enflasyonla mücadele başarıya ulaşacak, fiyat ve finansal istikrar Türkiye ekonomisinin zincirlerini kıracaktır. Faiz, döviz ve enflasyon siperine yatıp ekonomik ve siyasi istismar operasyonunu dört bir koldan ilerletenlerin hevesleri inşallah kursaklarında bırakılacaktır. Türkiye, öngörülebilir bir ülkedir. Türkiye, yatırımcılara kucak açan, özel mülkiyete saygı duyan, hukukun üstünlüğüne bağlı ve demokratik güvenliği tartışmasız olan bir ülkedir. Türkiye, geleceğin parlayan yıldızı ve süper gücüdür. Hiç kimse ülkemiz hakkında kuşku uyandıracak, güven ve istikrarı baltalayacak bir komploya tevessül etmemelidir. Hiç kimse ülkemizi kötü gösteren, karamsarlık tabloları çizen bir art niyetliliğe umut bağlamamalıdır. Türkiye hepimizindir. Ekonomik huzur ve diriliş her insanımızın hakkıdır ve yararınadır” dedi.

“Yerel yönetimlerde kaos ve karmaşa son bulmalıdır”
Muhalefetin Türkiye’yi karalama ve kundaklama yarışında olduğunu vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti:
“İflah olmaz bir hastalık seviyesindedir. Bu muhalefetin özlemi örselenmiş, sesi kısılmış, nefesi kesilmiş, takati bitmiş, tasallut altına alınmış, her yerinden yaralanmış zayıf bir Türkiye’dir. Bu muhalefetin hedefi içine kapanan, etrafına yabancılaşan, milli haklarından ve kutlu hedeflerinden vazgeçen bağımlı bir Türkiye’dir. Bu muhalefet Türkiye’ye hepten yabancılaşmış, Türk milletiyle gönül bağını ve ahlaki bağlantısını çoktan koparmıştır. Şu hususu herkesin anlamasında fayda vardır; Türkiye’yi aç hürler, tok esirler ülkesi yapmaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimleri’nde merkezi yönetimin hedefleriyle örtüşecek, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin doğasıyla uyum içinde olacak muazzez bir sonucun çıkması yeni yüzyılın en önemli demokrasi başarısı olacaktır. Yerel yönetimlerde kaos ve karmaşa son bulmalıdır. Her şeyi eline yüzüne bulaştıran, adeta kriz üretim merkezine dönüşen, DEM’lendikçe şuurunu ve dengesini kaybeden CHP’nin halihazırda yönetimi altındaki belediyelerin milletin iradesiyle toparlanması ve düzlüğe çıkması başlıca amaç ve arzumuzdur.”

“Kent uzlaşması dedikleri PKK ittifakıdır”
“CHP, yerel yönetimlerde başarısızdır. CHP, yerel yönetimlerde acizdir. CHP, yerel yönetimlerde iflastadır, itibarsızdır. CHP, yerel yönetimlerde bölücülere teslimdir, boyun bükmüştür” ifadelerini kullanan Bahçeli, şöyle konuştu:
“Zilletin anaforuna kapılmış yerel yönetimlerle yeni yüzyılın lider ülke Türkiye’sine ulaşmak takdir edersiniz ki ham bir hayal, boşuna bir gayrettir. Ne kadar gizleseler de, ne kadar kaçak güreşip zaman zaman zevahiri kurtarmak adına kayıkçı kavgasına tutuşsalar da, CHP ile DEM yan yana, diğerleri de yedektedir. Zillet masanın altıyla üstü yer değiştirmiştir. Oyunu görüyoruz, rol paylaşımını okuyoruz. Kent uzlaşması dedikleri PKK ittifakıdır. Kent uzlaşması dedikleri ülkemize karşı beşinci kol faaliyetidir. CHP düştüğü denizde yılana sarılmıştır. İstanbul’da davetiye polemiği çıkaran, cumhurbaşkanı yardımcılığı peşine düşerek şehremini görevini terk eden, partisinin eş başkanı gibi hareket eden mahut şahıs için son görünmüştür. Aynı şey Ankara, İzmir ve diğer CHP’li ve DEM’lenmiş belediyeler için de aynen geçerlidir. Ülkemizin önüne takoz koyanları kenara çekmek, Türk ve Türkiye Yüzyılı yürüyüşüne destek vermek aziz milletimizin artık demokrasi ve irade meselesi haline gelmiştir.”

“Atatürk bugünkü CHP’yi görseydi emin olunuz ki çizmelerini giyip mavzerini kuşanır, bu defa da partisi için kurtuluş mücadelesi başlatırdı”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in Türkiye Büyük Millet Meclisindeki konuşmasına değinen Bahçeli, şunları söyledi:
“Özgür Bey’in halüsinasyon görerek grup toplantısında yaptığı konuşma ruh sağlığı hakkında hepimizi kaygılandırmıştır. Bu konuşmasında milletvekillerine, ‘Atatürk sizden partisini iktidar yapmanızı bekliyor’ diyerek tuhaf bir açıklamada bulunmuştur. Bizim anlayamadığımız Özgür Bey’in hangi ara aziz Atatürk’le temas kurduğu, nasıl konuştuğu, mesajları ne şekilde aldığıdır. Şayet ruh çağırma seanslarına katılıp bir sonuca ulaştığını iddia ederse kendisine yazık olacak, hayalleri gerçekmiş gibi sunmasının fahiş sonuçlarına yakın vadede katlanacaktır. Yok uyduruyorsa, bu defada palavracı ve siyasi meddah olarak anılmayı hak edecektir. Bugünkü CHP, Atatürk’ün partisi değil, DEM’in oyun uşağı, Türkiye düşmanlarının altı oklu uydusudur. İddiaya bakar mısınız, neymiş Atatürk dile gelmiş de partisinin iktidar olmasını istemiş. Böyle konuşan Özgür Bey’in ne yiyip ne içtiğine biraz dikkat etmesi samimi tavsiyemizdir. Teröristlerle DEM’lenen bir parti Atatürk’ün partisi olamaz. Terörle mücadeleye hayır diyen bir parti Atatürk’ün partisi olamaz. Bölücülerin elini eteğini öpen bir parti Atatürk’ün partisi olamaz. Yerli ve milli silah sanayiine karşı çıkan, Karabağ’ın azatlığına şaşı bakan, ağzına Türk milletini alamayan, Milli Mücadele’den rövanş almak isteyen mihraklarla can ciğer kuzu sarması olan bir parti Atatürk’ün partisi olamaz. Hayatlarında bir kez dahi olsa ‘Ne mutlu Türküm diyene’ sözünü haykıramayanların ambargosu altında bulunan bir parti Atatürk’ün partisi olamaz. Köylüyü küçük gören, milletin demokratik seçimini aşağılayan, depremzedeleri suçlayan, yabancı ülkelerde Türkiye’yi kötüleyen bir parti Atatürk’ün partisi olamaz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk demek Türkiye Cumhuriyeti ve soylu milli kahraman demektir. Onun miras ve emanetlerine ihanet edenlerin adını anması yüzsüzlüktür. CHP’de Atatürk’ten geriye hiçbir şey kalmamıştır. Atatürk bugünkü CHP’yi görseydi emin olunuz ki, çizmelerini giyip mavzerini kuşanır, bu defa da partisi için kurtuluş mücadelesi başlatırdı. DEM’lenen CHP, Dumlupınar’da ezilenlerin, İzmir’de denize dökülenlerin varisidir.”

“Hizmet siyasetinin yerini hezimet siyaseti almamalıdır”
“TOGG yapılır, kulp takarlar, boşuna uğraşıyorlar dedikodusu yayarlar” diyen Bahçeli, “Kızılelma havalanır, rahatsız olurlar, çılgına dönerler, başlarını kuma gömerler. İHA’ları, SİHA’ları dünya konuşur, hayırdır savaşa mı giriyoruz diyerek göle maya çalarlar. TCG Anadolu denize iner, karalamak için geceyi gündüze katarlar. Yol, köprü, tünel, metro, şehir hastanesi, hızlı tren, baraj yapılır, bunlara ne gerek var bahanesinin altına saklanarak yolsuzluk iddiasını dillendirirler. Beşinci nesil milli muharip uçağımız KAAN hamd olsun kanat açar, hepimizin göğsü kabarır; müflisler ve müfteriler ise motor yerli değil, KAAN’ın yazılışı hatalı, uçsa bile devamı gelmez, gelse bile işe yaramaz çarpıtmalarıyla yapılanı yıkmak, milli sevinci köreltmek için uğraşırlar. Dedim ya, bu CHP, iktidarın değil, Türkiye’nin karşısındadır. Korkmasınlar, itiraf etsinler, kaçmasınlar gerçeklerle yüzleşmeyi denesinler. Hizmet siyasetinin yerini hezimet siyaseti almamalıdır. 31 Mart’ta zafer Türk milletinin olmalıdır. 31 Mart’ta zafer Cumhur İttifakı’nın hanesine yazılmalıdır. 31 Mart’ta, 14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanı ve Milletvekilliği Genel Seçimleri teyit edilip, yeni yüzyıla Türk milletinin mührü vurulmalıdır. Yapamayanlar gitmeli, vatan ve millet sevdalıları gelmelidir. Türkiye’nin gelişmesiyle sevinmek, milli gurura ortak olmak; önemle ifade ediyorum ki ne Özgür Bey’i ne de arkadaşlarını MHP’li veya AK Partili yapmaz, yalnızca insan yapar, yalnızca bu milletin evladı yapar, yalnızca adam gibi adam yapar” ifadelerini kullandı.
MHP lideri Bahçeli, geçtiğimiz hafta TBMM’de DEM Parti Mardin Milletvekili Beritan Güneş Altın’ın Kürtçe konuşmasının ardından Meclis Başkanvekili Celal Adan’ın mikrofonu kapattırmasına ilişkin de, “Huzurlarınızda MHP’nin Başkanvekili Celal Adan beyefendinin Mecliste Kürtçe konuşma hevesiyle Türkiye’yi bölmeye adım atanlara karşı sabırlı, soğukkanlı şekilde konuşmayı kesmesi Türkiye’yi bir bölünme eşiğinden vazgeçirmiştir” dedi.

İHA

Bakmadan Geçme