Yıllanmış tarihi çok eskilere dayanan şehirler, bize elbette çarpıcı hatıralarıyla gelir. Birçok medeniyete, inanca, dine, farklı insanlara kucak açmış bir İzmit’i görmek ve duymak isteyenlere hikâyelerini anlatır. Bu binlerce yıllık bir mirastır. Birçok medeniyetin, inancın, savaşın, umudun, sevincin ve kederin; lezzetin, kokunun kısacası insanın geçtiği İzmit’ten daha fazla ne bekleyebilirsiniz?
Roma İmparatorluğu’na 46 yıl başkentlik yapmış. Dünyada çok az şehre nasip olmuş bir kaderdir bu. Bu şehirde yaşama şansı bulmuş biriyim. Kendimi aşağıdaki şiirimde özetledim. Hikâyeler dinledim, şiirler okudum, anlattım, yazdım. Belki de eski bir gelenek olan bu kendini var etme savaşı, topsuz tüfeksiz, sadece duygularla verilen bir savaş.
Ne zaman, nerede başlayabileceğimizi kestiremediğimiz, nasıl ve ne kadar süreceğini bilemediğimiz yazı yolculuğumuza, “Yeni İzmir”de, işte bu duyguyla başlıyoruz. Nerede karşılaşacağımızı bilmiyoruz elbette, olsun hiç fark etmez; gizemlerini koruyan, saklayan bir şekilde yaşamak değil midir asıl önemsediğimiz?”
BEN
Yorulmayın
Ben anlatayım
Hem yapacak işim de yok zaten
Çürük tahtaya basıyormuşum gibi
Dilim varmıyor eksiklerime
Açken başka adamım
Yemekten sonra başka
Hava güzel
Keyfim de yerindeyse
Kötü biri değilim
Bazen öfkeli, ağlamaklı
Bazen de birdenbire taşkın sevinçli
Çok güldüğümde benim de yaşarır gözlerim
Ele avuca sığmaz ruhum
durmaz değişir
Heyecanım inanmadıklarımı doğru kılıyor
İste bu da aldanışım. . .
Yorumlar kapalı.