TMMOB'tan 'Kemeraltı' çıkışı: Kültür varlığı hisse senedi fonu değil!
Mimarlar ve Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi yazılı bir basın açıklaması yayınladı. Odalar, İzmir Tarihi Kemeraltı...
Mimarlar ve Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi yazılı bir basın açıklaması yayınladı. Odalar, İzmir Tarihi Kemeraltı Gayrimenkul Yatırım Fonu girişimini Kemeraltı için için tehlikeli olduğunu ve etik de olmadığı ifade edildi.
Yapılan açıklamanın tamamı şu şekilde:
İzmir Tarihi Kemeraltı Gayrimenkul Yatırım Fonu” içerdiği belirsizlikler, yetersiz kamu politikaları ve sermayeyi önceleyen yaklaşımıyla Kemeraltı ve Basmane bölgelerinin parsel parsel sermayenin hizmetine sunulmasını kolaylaştıracak olup, alanın özgün tarihsel niteliklerini yitirme ve soylulaşma riskiyle karşı karşıya bırakılmasına yol açacaktır. İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Yönetimi Planında kültürel mirasın bir “kaynak” olarak değil “varlık” olarak değerinin sürdürülmesi gerektiği, soylulaşma riskine ilişkin önleyici bir çerçeve çizilirken bugün hayata geçirilmeye çalışılan uygulama ise ne yazık ki yapılan planın hükümsüz kalmasına neden olacaktır.
Ülkemizde kültürel mirasın korunması ve yaşatılması konusunda yeterli finansal kaynağın yaratılmadığı bir gerçektir. Bir toplumun en önemli değeri olan kültür mirasını öncelemeyen günümüz kamu politikaları, sermayenin iştahını kabartmaya, mülk sahiplerinin rantı tercih etmesine, kültür mirasının ortak geleceğimizin değil bir çıkar grubunun gelir kaynağı olmasına zemin hazırlamaktadır. Mega projeler, kentsel dönüşümler, çılgın projeler, göz alıcı büyük toplantılara kamu kaynağı harcanırken, ortak geleceğimizin yapı taşı olan kültür mirası kaderine terk edilmektedir. Kaynak kısıtlılığını fırsat bilen sermayenin öncü olduğu bu fondaki belirsizlikleri sormak gerekirse:
Kültür varlığını gayrimenkul olarak hisse senedine dönüştüren bu fon, tam olarak ne tür bir ortaklık modeli önermektedir? Söz konusu fon aracılığı ile mülkiyetin el değiştirmesini engelleyen herhangi bir politika var mıdır?
Söz konusu fonun talipleri kimlerdir? İzmirlileri önceleyen politikalar var mıdır? Yabancı sermayedara dair herhangi bir kısıtlayıcı tutum var mıdır? Fiziksel mekânın dönüşümüme karşın sosyo-kültürel yaşamın değişimi nasıl olacaktır?
Son yıllarda artan uluslararası göç krizine karşı derin yoksulluk sorunu yaşanan bölgede yapılı çevrenin dönüşümünün yanı sıra, sosyal ve ekonomik güçlendirme politikaları düşünülmekte midir? Yoksulluğu ortadan kaldırmaya dair herhangi bir çalışma mevcut mudur? Kent yoksulları göz ardı edilmekte midir, soruna dair çözüm üretilmesi değil başka tarafa mı süpürülmesi mi istenmektedir?
İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Yönetim Planında belirtildiği üzere Kemeraltı ve Basmane bölgelerine ait koruma amaçlı imar planlarının bütüncül bir bakış açısıyla yenilenmesi gerekmektedir. Bu plan revizyonları yapılmadan parçacıl müdahalelerin son bulması nasıl sağlanacaktır? Parçacıl kararlarla alanın mekânsal ve sosyal karakteri nasıl korunacaktır?
Fon ile onarım gören yapıların işlevleri ne olacaktır? Plan revizyonları yapılmadan yapının işlevleri neye göre ve kime göre belirlenecektir? Bölgedeki tüm sivil mimarlık örneklerinin ticaret işlevi alması mı istenmektedir? Yapının işlev değişikliğine uygunluğu tespit edilmiş midir? Yapıların yalnızca dış mekânlarının bir kabuk olarak korunması, iç mekânlarının parçacıl biçimde değiştirilmesi mi öngörülmektedir? Konut ve ticaretin bir aradalığına dayanan karma kullanımın tümüyle ticaret odaklı dönüşmesi alanın ıssızlaşma riskini artırmayacak mıdır?
Tarihsel olarak küçük esnafın yer aldığı Kemeraltı Çarşısında yerel ekonominin yaşatılmasına yönelik, esnafa “gelin bu fona ortak olun” çağrısı dışında herhangi bir politika var mıdır? Zincir sermaye gruplarını alandan uzaklaştıran, yerel ekonomiyi ve küçük esnafı teşvik eden politikalar sağlanmış mıdır? Yaşayan bir alan olan Kemeraltı ve Basmane bölgeleri yalnızca büyük sermaye gruplarına ait ticaretin gerçekleştiği bir bölge mi olacaktır?
2500 yıldır halkın olan, yaşayan bir kentsel miras alanı olan Kemeraltı ve Basmane bölgelerindeki kültür mirasına yönelik ortaya atılan bu fon hangi katılımcı süreçlerle hazırlanmıştır? Hangi gruplarla bir araya gelinerek bu fon oluşturulmuştur? Meslek odaları, üniversiteler, sivil toplum, alanda yaşayanlar, göçmenler ile bir araya gelinmiş midir? Bu fon oluşturulurken Türkiye’den ve Dünyadan hangi örnekler incelenmiştir, yaşanabilecek riskler öngörülmüş müdür? Bu risklerin yaşanmaması için hangi önlemler alınmıştır?
Kültürel Mirası Bir Hisse Senedine İndirgeyen Anlayışa Karşı Açık Çağrımızdır:
İlgilileri, yukarıda samimiyetle sorulan sorulara İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Yönetimi Planı kapsamında laf kalabalığı yapmaksızın bilimsel dayanakları ile kamuoyuna ayrıntılı ve ikna edici açıklama yapmaya davet ediyoruz. Ayrıca, tarihi kentler ve kültürel miras alanlarını hisse senedi olarak gören, uygulamaya konması durumunda ülkemizdeki benzer nitelikteki alanların da yok olmasına neden olacak anlayışın yaratacağı bu akıl dışı tahribata karşı, başta kültürel miras konusunda uzman kurum/kuruluş ve kişiler olmak üzere tüm vatandaşlarımızın itiraz etmesinin ve görüşlerini kamuoyuyla paylaşmalarının kültürel mirasımızın korunması açısından hayati olduğunu düşünüyor, herkesi sorumluluk almaya çağırıyoruz.
Haber Merkezi