Tosuncuk’un hayatı, hepimizin hayali!

Hapishanedeki hayatını ballandıra ballandıra anlatıyor. Yemeklerin yurtlarda kalan öğrencilerinkilerinden daha güzel olduğunu ifade edip ‘Ekmek elden, su gölden’ diyor. Emeklilere acıdığından bahsediyor. Sağlıkla ilgili herhangi bir sıkıntısının vakit geçirmeden çözüldüğünü örnekleyerek anlatıyor. 2028’de şartlı tahliyeyle özgürlüğüne kavuşacağından bahsediyor, hayatıyla ilgili yapması gerekenleri 100 ana başlıkta toparladığını belirtiyor. Hayalinin ise Mars'a gitmek olduğunu söylüyor.

Tosuncuk'un hayatı, hepimizin hayali!
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Okuyanların ‘tosuncuk mu olsak?’ diye düşündürten Mehmet Aydın’ın röportajından en göze çarpan bölümlere göz atarsak;

2,5 yıldır cezaevindesiniz. Geriye dönüp baktığınızda keşke bu işlere girmeseydim diyor musunuz?

Keşke hakkımda ilk yakalama kararı çıktığında da yurda geri dönseydim. Keşke hiç Sıla ile evlenmeseydim. Keşke oyunun adını Çiftlik Bank koymasaydım. Malumunuz BDDK Bank ifadesini kullanmaktan davadan 2,6 yıl ceza aldım. Tüm bu keşkelerim olmasaydı bugün Türkiye’nin 81 ilinde on binlerce şubesi olan şarküteri zinciri olan 50 yıldır sektörde olan dev markaların geldiği noktaya 5 yılda gelecektik.154 milyon liralık taşınır taşınmaz mal varlıklarımız parada duruyor. Bugünkü değeri 1 milyar 200 milyon lira civarında.

‘Tosuncuk’ cezaevindeki yaşam şartlarını ballandırarak anlattı

29 aydır Edirne F Tipi Cezaevindeyim. İki katlı bir odaya bir ev mi demeliyim bilemiyorum. Üst katta yatak ve kıyafetler için dolaplar var. Doğu’ya bakan iyi güneş alan bir odam var. Alt kat Amerikan mutfak tarzı, salonda bir TV ve yuvarlak masa, alt katta mutfakta sadece çay, kahve bulunuyor.

Yemeklerin 3 öğün şeklinde olduğunu vurgulayan ‘Tosuncuk’ alay eder gibi KYK yurtlarındaki yemeklerle kıyaslamaya gitti. Emeklilerin yaşadıklarını tiye alarak, gönderdiği mektupta ‘3 kuruşluk emekli maaşı’ tabirini kullanıp kendisinin yaşam koşullarının emeklilerden iyi olduğunu vurguladı. İşte o dikkat çeken bölüm de şu şekilde yer aldı:

Ekmek elden su gölden, ilaç devletten, hastane tedavi devletten, kışın petekler yanıyor. Doğalgaz faturası derdi yok, elektrik kesildi karanlıkta kaldım derdi yok. Dişçi için dilekçe verdim aynı gün diş dolgum yapıldı. Dışarda bu işlem için 5 ay sıra beklemek gerekir. Biraz böyle övmüş gibi oluyorum ama burada durum böyle. Parası olmadığı için tedavi olamayan amcalarımız, teyzelerimiz, katkı payı diye 3 kuruşluk emekli maaşı aldığı ilaçlara giden emeklilerin haline kıyasla çok şükür iyiyim. Biraz nispet yapar gibi oldu ama keşke devlet bu imkanları dışarıdayken de sağlayabilse o zaman belki de bu kadar insan buraya düşmez.

Tosuncuk’un hayatı, hepimizin hayali!

Yorumlar kapalı.