Gülşah Elikbank

Narsist bireyler

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kimsenin birbiriyle tam anlamıyla anlaşamadığı, toplumsal uzlaşının yavaş yavaş silindiği ve
bireylerin yalnızlıklarını kutsadığı zamanlardan geçiyoruz. İçinde bulunduğumuz yüzyıl
toplumun birlik olmasını tehlikeli bulduğu için onu birey olarak parçalara ayırmanın son
derece karlı ve tehlikesiz olduğunu keşfetti. Sistemin devamı için bizler de rolümüzü, çoğu
zaman da farkında olmadan oynuyoruz.

Bu sistemin içinde bireyler bilinç düzeyinde bazı şeylerin farkında olmasa da, zihinlerinde ve
kalplerinde bir sorun olduğunun elbette ayırdındalar. Bu gizli farkındalık onların düşünme
biçimlerini de etkiliyor ve çoğumuz ayakta kalmak, güçlü olmak için bencilleşmeye
başlıyoruz. Tam da bu noktada günümüzün popüler kavramı devreye giriyor; “Narsisizm”
Bir kavram ne zaman popülerleşse ona şüpheyle bakmak gerekir. Herkes bir diğerinin narsist
olduğunu düşünüyor, ilişkiler ve dostluklar bu suçlamalarla bitiyor, zarar görüyor. İyi de bu
narsisizm gerçekte ne? Herkes bir salgın gibi buna mı yakalandı? Tabii ki öyle değil.
Şule Öncü’nün yeni kitabı Hepimiz Narsistiz, ben bu soruları kafamda çevirirken karşıma
çıktı. Çağın inançsızlığı ve sevgisizliği bizi birçok farklı ruhsal hastalığın pençesine atıyor; bu
doğru fakat bazı kavramları iyi bilmeden kullanmak, gerekli gereksiz herkese kafamıza göre
tanı koymak, sahiden yardıma veya tanıya ihtiyacı olan insanları gözden kaçırmak anlamına
da geliyor. Ben de Delirmiş Evrenin Ortasında kitabımı bu kaygılarla kaleme almıştım. Şule
Öncü’nün epey emek vererek yazdığı bu kitap öncelikle bize narsisizm hakkında doğru
sanılan yanlışları göstererek başlıyor. Peki bunlar neler derseniz?

Narsistin egosu güçlüdür, inanışı. Öncü, bunun tam tersini söylüyor. Narsist bireyin ego
fonksiyonları yeterince gelişmemiştir. Yani dürtülerini, duygularını kontrol ve regüle edemez,
sağlıklı gerçeklik testi ve muhakeme yapamaz, karşılıklı alışverişe dayalı, denk ve
sürdürülebilir ilişkiler kuramaz. Kamuoyunda ego kavramı anlaşılmadığı için narsist bireyin
büyüklenmeci sahte benliği ego zannedilir, diyerek bizleri uyarıyor.

Bir diğer doğru sanılan yanlış ise; narsist özgüvenlidir. Şule Öncü kitabında, narsirt bireyin
tam tersine, öz güvenin çocukluktaki belirleyenlerinde takılıp kaldığı için yetişkin öz güveni
kazanamamıştır, diyor. Yani hedonist (hazcı), dürtüsel, dayatmacı, benmerkezci ve
tümgüçlülük yanılsaması içindedir. Bu nitelikler günümüzün narsisistik toplumlarında öz
güven kriteri sayıldığı için narsist birey de öz güvenli zannedilir. Gerçekte olan ise şudur;
narsist birey yetişkin dünyasında kendini çocuk gibi hisseder, sürekli tedirgin ve tetiktedir,
diyor. Etrafınıza baktığınızda böyle birçok insan göreceğinizden elbette eminim ama bazı

insanlar da bu özellikler olmadığı halde bu kavramla damgalanıyorlar. Bizimki gibi
toplumlarda nasıl ki duygular doğru adlandırılıp öyle yaşanmıyorsa, birçok ruhsal rahatsızlık
da doğru tanımına toplumsal düzlemde oturmuyor. Bu noktada Öncü’nün belirttiği diğer üç
önemli yanlış bilinen konu daha var. Bunlar da; narsist kendini sever, başarılı olur ve soğuk
kanlıdır. Bu üç özellik de onlar da aslında yoktur, diyor. Belki de bu olmayan özelliklerini
kapamak için oldukça fazla çaba sarf ettikleri için bizler öyle sanmaktayız.
Şule Öncü’nün herkesin anlayabileceği bir dille, toplumu iyi gözlemleyerek yazdığı bu kitabı
konuya ilgi duyan herkese öneririm.

Narsist bireyler

Yorumlar kapalı.