Günnur Berber

Tanrısal Yetinin Çığlığı

Tanrısal Yetinin Çığlığı
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Zirvenin tadını alanlar için ondan bir basamak aşağısı artık hiçbir şey ifade etmez…

İlk makaronu, Fransız bir arkadaşımın kafesinde tatmamış olsaydım, şu an aynı görünümlü her kurabiyeyi “Makaron” diye iştahla yiyebilirdim…

Okumaya klasiklerden başlamamış olsaydım, malum kişisel gelişim kitaplarındaki içi boş hava ile şişirilmiş cümlelerin altını pekâlâ ben de çizebilirdim…

Hayatın gerçek renklerini kullanarak, onları eline yüzüne bulaştırmadan bir altın oranla harmanlayıp sakin ve huzurlu portreler yaratan ressamları tanımamış olsaydım, gördüğüm her renkli portreden ben de etkilenir, onları dünyanın en iyi ve en güzel resimleri olduklarını zannedebilirdim…

Çocukluğumdan beri klasik müzik eserlerini içselleştirmemiş olsaydım, müziğin güzelliğini ve iyileştirici gücünü tam olarak asla fark etmez, kulağıma gelen her ritmik kaliteli sesi müzik zannedebilirdim…

Kısacası hayata dair iyi ve güzel olanı çok genç yaşlarda deneyimlemek insan için büyük şans… Kaldı ki dünya çapındaki birçok virtüözün yetişme macerası da bu minval üzere gerçekleşir. Onların daha zayıf sanata tahammülleri yoktur. İçlerindeki tanrısal yetinin çığlığı; en iyiyi en güzeli bulana kadar dinmez. Bu deneyimler ışığında yeni yollar keşfetmek ise tamamen akıl işi…

Tanrısal Yetinin Çığlığı

Yorumlar kapalı.