Mesut Nöbetçigil

Yazma Tutkusu

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Arkadaşlar arası sohbetlerde, “Yahu yazıların da özgün, esprili okunur ama sen mühendis adamsın nereden çıktı şimdi bu yazma işi?” diye konuşmalardan sonra sordum kendime: İnsan neden yazma ihtiyacı duyar?

Yazmak belki de tutkudur, yazmak yasamaktır, yazmak bir cesarettir. Yazmak, rastgele bir adım değil; yaşamımıza kattığımız bir anlamdır. Peki, neden yazarız? Bazen anlatmak, bazen iyileşmek, bazen yasamak, bazen de hayatı bulmak için türlü türlü sebeplerle yazarız. Yeni bir dünya kurmak isteriz, anlatmak isteriz. Peki, yazmak için, nereden başlamalı? Hayata hangi gözlerle bakmalı? Yazmak bir düşünce biçimi midir? İyi yazabilmenin yolu nereden geçer? Valery’ nin dediği gibi ilk dize Tanrı vergisi gerisi alın teri midir?

Yazmanın doğası nasıldır? İnsan neden yazmaya ihtiyaç duyar? Yazmaya nereden başlamalı?
Yazmak deyinde aklımıza pek çok soru geliyor. Yanıtları hepimiz için farklı ve herkesin yazma serüveni bambaşka. İnsan beyninin en düzey edimlerinden biri olan yazmak; aslında herkese iyi gelen bir içi dökme, kendiyle hemhal olma süreci. Dolayısıyla da hepimizin aslında yazmaya ihtiyacı var. Bazen rahatlamak bazen, kendini ifade etmek için.

İnsanı yazmaya iten iki tane duygu var: Bir tanesi öfke, bir tanesi sevgi. Yazmanın yarısı sevgiyse yarısı öfke kaynaklıdır. Yazmak için biraz da insanının meselesi olması gerekir. İnsan meselesi her ne ise insanlara aktarmak ister. Eğer bir öfkesi varsa; yolunda gitmeyen bir iş varsa; etrafında yasadığı bir olumsuzluk varsa; ona ilişkin bir itiraz geliştirir; yazma biraz da itiraz etmektir. Bu anlamda yazmanın çıkış nedeni biraz da düşünsel ve duygusal tepkiselliğimizdir.

İnsanın hayatında her şey normalken, mutlu bir halde, isleri yolunda giderken yazmak pek içinden gelmez. Bir ünlü yazar, “ Mutluysan yazmak içinden gelmez.” der. Yazmanın kaynağı; biraz hüzün, hayal kırıklığı ve hayatta yasadığımız çeşitli sıkıntılardır. Zaten yazma, bu hayal kırıklıklarımızın nedenini anlama çabasıdır, bir anlamda. Elbette bir haksızlık yaşadığımız, haksızlığa şahit olduğumuz zaman, elimizle müdahale edemediğimiz için ancak yazarak müdahale edebiliyoruz. Dolasıyla bu duygu, bir şey yapmalıyım duygusu, bizde uyandığında yazıyoruz.

Cesare Pavese’in bir sözüyle bitirelim: Yazmak güzel şey; hem kendine, hem bir kalabalığa konuşmak gibi iki zevki birleştiriyor.

Yazma Tutkusu

Yorumlar kapalı.