Mustafa Ali Fırtına

Nikâh memuru duayı engelleyemez!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Geçtiğimiz günlerde Karşıyaka Belediyesi Nikah Salonu’nda gerçekleştirilen resmi nikah töreninde izlediğimiz “dua” temalı karışıklık gündemde epey bir yer buldu.

Hal böyleyken halkın büyük bir kısmının geçim sıkıntıları içerisinde nefes almaya çalıştığı bir dönemde yoksulluğa, yolsuzluğa söyleyecek tek kelimeleri dahi olmayan iktidar milletvekillerine de gün doğdu. Hatta olayı 28 Şubat süreci ile özdeşleştiren yorumlara bile rastladık.

Bildiğiniz üzere Türkiye’de iki tür nikâh uygulaması vardır. Biri resmi diğeri de dini… Türkiye’de uygulanmayan ama bazı dini bütün (!) vatandaşlarımız tarafından İran’da deneyimlenen kadın ve erkeğin belirli bir süre ve ücret karşılığında anlaşarak başlattıkları evlilik çeşidi olan Mut’a nikâhına hiç girmiyorum. Uzun zamandır unutturulmaya çalışan laiklik kavramının temel esaslarından biri olan din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması noktasında verilecek basit örneklerden biri olarak da bu olaya bakmamız meseleyi anlamamızda bize ışık tutacaktır.

Adı üstünde “resmi” nikah töreninde ortaya karışık yapmanın ortalığı karıştırmaktan başka işe yaramayacağını düşünüyorum. Zaten öyle de oldu. Allah’ın kelamının yarıda kalmasının sorumlusu o nikâh memuru değil nerde nasıl davranacağını bilmeyen insanlardır. Dua dediğimiz o güzel temenni illa bol kafiyeli, coşkulu, yüksek sesli olmak zorunda değildir. Bir güzel amaç için orada toplanmış insanların yeni bir yola çıkan çift için içlerinden geçirecekleri “dilerim mutlu olurlar” cümlesi de bir duadır.

Şuara suresi 220. Ayet der ki; “Şüphesiz Allah, her şeyi hakkıyla işitendir, her şeyi hakkıyla bilendir. O, her şeyi duyandır, her şeyi bilendir. Çünkü hakkıyla işiten, hakkıyla bilen bizzat O’dur. Şüphesiz ki Semî (hakkıyla işiten), Alîm (kemâliyle bilen) ancak O’dur.”

Yani yaratan yüce Allah’ın bizi duyması için bir mikrofona ihtiyaç yoktur.

Karşıt bir tartışma olarak toplu duanın önemine vurgu yapanlar da olabilir. O açıdan da durum hiç de zor değil… Duayı yapacak kişi “Sevgili misafirler bugün nikâhları gerçekleşecek çiftimiz için bu akdin kendilerine hayırlar getirmesini diliyorum” demesi de tüm misafirlerin içtenlikle katılacağı ve yürekten âmin diyeceği bir duadır. Bu cümleye nikâh memurunun diyecek bir lafı olamayacağı gibi demeye niyetlenip masaya yürüyene kadar da cümle bitmiş olacaktır. Tüm nikâh dairelerinde olduğu gibi Karşıyaka Belediyesi Nikâh Dairesi’nde de nikâhlar belli bir program dâhilinde, belli zaman aralıkları ile planlanmaktadır. Salona giriş, nikâh töreni ve dağılma gibi süreçler için bir sonraki nikâh töreninin de haklarına saygılı olunmak zorundadır. Karşıyaka Belediyesi Nikâh Dairesi’nde Aşr-ı Şerif okunmaz diye bir şey yok, ama gelişi güzel Aşr-ı Şerif okunmaz. Rutin dışı yapılacak iş ve işlemler için önce yetkililerden izin alınır. İzini verirler, vermezler o konu ayrı…

Son olarak “Nikâh memuru duayı engelledi” şeklinde çıkan haber başlıklarından yola çıkarak şunu yazmak isterim. Değil nikâh memuru hiçbir Allah’ın kulu duayı engelleyemez. Tabi bunu bilmek için önce duanın ne olduğunu ve nasıl yapılabildiğini bilmek gerek!

Duayı şarkıyla bastırmak nikâh memurunun ayıbı olsun, ailenin tepkisini de duygusal buluyorum ama koskoca milletvekillerinin bu dini bu olay üzerinden tartışmaya düşürmesi vallahi de billahi de ayıptır, günahtır!

Nikâh memuru duayı engelleyemez!

Yorumlar kapalı.