Biz İzmir’liler birbirimizle kavga ederiz ama dışardan biri gelirse kendi kavgamızı bırakır dışardan gelene müdahale ederiz. Maalesef Hamza Dağ’ın yaptığı lansmanda İstanbul’lu gazetecileri çağırması, gelen köşe yazarlarının da kendi köşelerinde Hamza Dağ’a övgü yağdırırken İzmir’i kötülemesi tüm İzmir’li seçmende dışarıya karşı birleşme ve İzmir milliyetçiliği damarını oluşturdu. Keşke ‘bizim mahalleden’ dediği işadamları ve sivil toplum kuruluşlarını çağırmadığı gibi ‘bizim mahallenin yazarlarını’ da çağırmasaydı. Bu yanlışın bedeli %2-3 fark ile ödenir demedi demeyin.
Bizim mahalle demişken, AK Parti seçim projelerini açıklarken davetliler arasında AK Partiye yakın sivil toplum kuruluşları ve işadamları dernekleri yoktu. Chp’de ki, ‘ceketimi koysam seçilirim’ , ‘İzmir cepte’ gibi hastalıklı durum sanırım AK Partiye’de sirayet etti. %38 cepte diye hesap yapılıyor ama bu hesap çarşıya uymaz. Ebu Horasani çok iyi ifade etmiş bu durumu: “Onlar zararlarından emin oldukları için; dostlarını uzak tuttular. Kendilerine bağlamak ve kazanmak için de; düşmanlarını yakınlaştırdılar. Yakınlaştırılan düşman dost olmadı. Herkes düşman safında birleşince yıkılmaları mukadder oldu!”
Adiller ile âdileri bir arada bir tutmayın, dava arkadaşlarınızı da vefa dilencileri olarak görmeyin ki yalnız kalmayın.Şehri emin olduklarının bilinci ile hareket etmeleri gerektiğini ve stratejideki hatayı taktikle düzeltmenin zor olduğunu ’stratejist reklamcı’ arkadaşlara hatırlatırım. Hamama giren terler, keşke aday adaylığı sürecinde ki kulislerde Ankara-İzmir hattında terleyen adaylar, sahada iyi bir ekip ile, iyi bir kampanya ile terleselerdi.Bu millet seçim zamanı maça gelenle, camiye geleni iyi bilir. El sıkışan değil evlere giren kazanır. İzmir’de 14 Şubat’ı İzmir aşkıyla birleştiremeyen siyasetçiler, seçimden sonra asla birleştiremez. Hem reklamcılık hem de siyaset hayatımda eve broşür götürüp üstüne oy veren hiç bir kesim görmedim.
AK Parti ; %80’i imar, yol, inşaat, olan seçim lansmanında, Binali beyin projelerinin revize halini sundu. 35 proje ile kazanamadığı seçimde, revize hali kazanabilir mi, takdir sizin. Yap, işlet, devret ÜÇGENİNDE olmaz bu işler.Yine İzmir’in şifrelerinin çözülemediği bende hayal kırıklığı oluşturan bir sürece girmiş bulunuyoruz. İzmir’de başarısızlığın ve oy kaybının bedeli, milletvekilliği ve belediye başkan adaylığı mükafatı oldukça, bırakın İzmir’de kazanmayı, oy bile artırmak mümkün değil. Bazı ilçeler kazanacak, bazıları oy kaybedecek. Bu tezatı ve nedenlerini Nisan’da değerlendireceğiz.
Dost acı söyler, ister dost olarak kulak verin ister düşman belleyin ama karne 1 Nisan sabahı elinizde.
Yorumlar kapalı.