Beni, yazılarımı ve yaptığım programları takip edenler bilirler ki, yaptığım tahmin ve analizlerin şaşma payı %2 ila %3 civarıdır. Fakat bu seçimlerde, adaylar beni öyle şaşırtıyor ki, siyasetin bilimini, hayatın sosyolojisini, insanın psikolojisini alt üst ediyorlar. Karabağlar şahsına münhasır; aday bir tarafta teşkilat bir tarafta seçim çalışması yapıyor. Bayraklı, teşkilata yönelik şölenlerle, Buca, İyi Parti bize kazandırır umuduyla, Bornova ve Konak, göçmen nüfusu yok sayıp, merkez mahallelerinden oy kazandıracak adaylar çıkarmak yerine broşür siyasetiyle, Karşıyaka laylomla seçimi kazanmaya çalışıyor. Kemalpaşa’da bile Ak Parti 3.parti olarak seçime gidiyor. Kazanma matematiğinin olmadığı, toplum sosyolojisinin aksine, bırakın kazanmayı, oy artırmamaya yemin etmiş bir yapı var. Anap’ın yecücleri, Doğruyol’un mecücleri, Ecevit’i kötürüm yapan hastalıklı siyasetçi yapı, AK Parti’nin kolonlarına son meclis üyesi listesi ile dinamiti koydu. Sosyal Medyada otomatiğe bağlamış, 1 Reels, 1 Post, 2 Story olacak şekilde broşür dağıtan, projesi devletine sırtını dayamak olan, yaka mikrofonu ile sahadan kesitler sunan, bir, iki, üç motor diyerek sahaya inen, “bu elimde görmüş olduğunuz ürün” diyerek içerik üreten INFLUENCER SİYASETÇİLER türedi. Bu işler takipçi sayısı ve etkileşim ile olsaydı, Hande Erçel 30 milyon oy ile bağımsız Cumhurbaşkanı olurdu.
İlkleri Ak Parti yapar sloganını yanlış anlayan adaylar, aynı reklam ajansı ile anlaşmışçasına herkeste bir yaka mikrofonu modası var. Siyasi iletişim ve siyasal danışmanlıktan zerre haberi olmayan ama lüks araçlarla ağzı laf yapan, tek sermayesi ekipmanı olan, sosyolojik ve psikolojik analiz yeteneği olmayan siyasi reklam çalışmasına girersen sandıkta patlarsın. Saha çalışması sonrası, seçim koordinasyon merkezlerinde kritik yapılır, gezilen mahallelerden kaç oy gelebileceği hesaplanırdı. Şimdi ise sosyal medyadan kaç etkileşim geleceği hesaplanıyor. Seçim sloganı ise “her beğeni bir oy” Seçilemeyenlerin il başkan yardımcısı, ilçe başkanı olacağı, alt sıralarda boşta kalan meclis üyesi adaylarının ilçelerde değerlendirileceği, faturanın mahalle başkanı ve yönetimine kesileceği bir bahar dönemi başlıyor.
Seçim sonrası başarısızlığın ve kayıpların analizi mi yapılacak yoksa imar komisyonuna kimler geleceğinin kavgası mı yapılacak hep beraber izleyeceğiz. Adayların ekranlardan kaçması, sahada öylesine broşür dağıtması, kısır döngü çarşı pazar ziyaretleri, sıkıştıkça kemeraltı ziyaretleri gösteriyor ki seçime havlu atıldı. Milletvekili süresinde İzmir’de algıları kıramadıysan, belediye başkan adaylığında hiç kıramazsın. Bunu ajanslar söyleyemez ama dost söyler. Söyler ama acı söyler.
Ne diyelim, Beşer Şaşar…
Yorumlar kapalı.