Tuğrul Emre Kaya

Seçim ve sadakat

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Erdemli ve dürüst kimselerin siyasetten çekilmesi demek siyaseti liyakatsiz ve menfaatperest kimselerin eline bırakmak demektir. Siyaset de kesin bir dille “iyi ve kötü” nitelemesinde bulunmak  güçtür. Siyaset, erdemli ve dürüst kişilerin elinde halka ve Hakk’a hizmet için bir araca dönüşebilirken; ehliyetsiz kişilerin elinde kişisel çıkar sağlama ve kendi zihniyetinden  kişileri koruma, kollama ve belli makamlara getirme aracına dönüşebilir.Bir toplumsal kadronun cemiyet itibariyle iyileştirilmesi o kadroyu meydana getiren fertlerin iyileşmesine, ilerlemesine bağlıdır.

Vefa ve liyakat derdi olmayan adama gösterilen alaka; teşekkür bilmez bir nanköre verilen hediye; öğüt ve eğitim kabul etmez bir kütüğe verilen eğitim; sır tutmaz bir boşboğaza emanet edilen sır gibi zayi olmuş hiçbir şey olamaz dünyada! Vefa, liyakat, sadakat üçgeninde eğitimli ve ahlaklı kadrolar ile 2028 kadroları yeniden dizayn edilmelidir.”Deli saçması” diyerek ciddiye almadıklarınız, üzerinde ko­nuşmaya bile değer görmediğiniz konular, milyonlarca insa­nın gerçeklik algısını oluşturmaktadır.

Kalkınmadan önce liyakat lazım azizim. Liyakatten önce de adaleti tesis etmek lazım. İnsanlar birbirlerine eşit davranamazlar. Ancak birbirlerine adil davranabilirler. Eşitlik liyakatı gerektirmez; adalet ise liyakat gözetilmedikçe tahakkuk etmez. Meselâ bir öğretmen sınıfındaki bütün öğrencilere not verirken eşit davranamaz; şayet böyle yapacak olursa, haksızlık yapmış, yani adil davranmamış olur.Senin adamın, benim adamım, o sendikalı, bu sendikalı kriterinde atamaların yapılmadığı bir sistem lazım bize. Tıkandık,  tükendik, ne işler tat veriyor, ne ticaret nede siyaset. İktidarın doğrularını söyleyecek insanlara değil; İktidara doğruları söyleyecek insanlara ihtiyacımız var.

Siyaset, doğru adımı doğru zamanda atmazsanız sizi tarihe teslim eder. Cumhurbaşkanı Erdoğan son seçimim dedi ve yerel seçim hedeflerini koydu. Erbakan’ın yetiştirdiği Erdoğan’ın kendisinden çok daha güçlü bir lider yetiştirmediğini mi zannediyorsunuz?Eğer zannediyorsanız maalesef Erdoğan’ı hiç tanımıyorsunuz.

AK Parti 2001 yılında kurulurken, iktidarda kim vardı? Fazilet Partisi mi Saadet Partisi mi vardı?Erbakan Hoca, başbakan mıydı? Kimse kusura bakmasın, bugünkü tablo ile, kimse karşılaştırma yapmasın.Erbakan Hoca, başbakanlık değil, partiye üye olması bile yasaktı.RP’nin kapanmasına sebep olan yöneticiler listesinde yer aldığı için, 5 yıl siyaset yasağı getirilmişti..Yasak, 2003 yılında bitecekti.Ondan önce, Erbakan’ın ne partiye üye olma imkanı vardı, ne de seçimlere girip, milletvekili olma imkanı vardı. O tarihte ihanet yok.Erbakan Hoca’nın hareketini bölmek yok, koltuk uğruna savrulma yok, iktidardan indirmek için hedef alınan hükümetin başında Erbakan yok.

Şimdi ise Cumhurbaşkanlığı koltuğundan indirilecek olan Recep Tayyip Erdoğan olduğu halde, İstanbul, Ankara ve İzmir’de bazı ilçeler kıy payı kaybedilecek ise ihanettir, Ak Parti’de ki parti içi hesaplaşmanın sandıkta bedelini ödettirmek ve “işte biz yok isek böyle olur” demekten başka bir şey değildir.Devşirmeler güçlü zamanda gelir, serdengeçti olur, öz evlatlar arka plana atılır ama sıkıntılı zamanlarda ilk ihanet devşirmelerden gelir.İhanet pusuda bekleyen zehirli bir çiçek gibidir, o çiçekte makamdır.

Aşk, önce aşıkla kanlı bıçaklı olur ki dönek olanlar işin başında belli olsun, dönsün.Davanız aşkınız olsun ve mücadeleden kaçınmayın ki büyük aşk, büyük dava olsun. Hesaplaşmadan helalleşmeyeceğiz tabi ki ama önce sadakat. Vesselam…

Seçim ve sadakat

Yorumlar kapalı.