Birazcık geçmişe gidelim.

Tansu Çiller’in Başbakan olması için giriştiği döneme.

O dönemlerde siyasi polemik çok büyüktü. Üçlü koalisyon çok konuşuldu, gündem hep Anavatan Partisi (ANAP), Doğru Yol Partisi (DYP), Yeniden Refah Partisi (YRP) arasında gidip gelen bir polemikti. Burada ise Tansu Çiller’in öncülüğünde bir ‘Refah Yol Hükümeti’ kurulmak isteniyordu. Krizler baş gösteriyordu, ekonomi ve terör gibi… Ama istedikleri ise ‘Bir siyasi polemik’ idi.

1 avuçtan 26 binin üzerine

O dönemlerde yani 90’lı yıllarda bir avuç PKK’ye kimse ‘dur’ demedi; siyasi çekişmelerden daha lezzetli görünüyordu. Çünkü ‘bir avuç örgütle uğraşılmaz, daha mühim meseleler var’ denildi.

Çizilen çizgi hep buydu. Tansu Çille0,r Mesut Yılmaz, Süleyman Demirel’in istediği lezzetli siyasi polemikte PKK, güçleniyor ve örgütleniyordu.

Ve tam da bu sebeple o ‘bir avuç’ olarak bilinen PKK örgütünün, geçen hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasıyla “2 günde 26 bin teröristi etkisiz hale getirdik” demesi, akıllara çok büyük bir soru getirdi. Bu örgüt kaç bin kişi? 40 yıl önce bir avuç olan örgüt, 2024’te nasıl olur da 26 binin üzerine çıkar?

Oysaki 90’lı dönemlerde bir avuç teröristin bugün göz göre göre 26 bini de geçmesi nasıl bir hesap? Bunu sorgulamak gerek.

Ve 40 yılı aşkın süregelen bir yasadışı silahlı örgüt, bugün ‘binlercesi etkisiz hale getirildi’ denilse de bitmiyor.

Bitmeyecek!

Bir avuç iken görmezden gelenler ile bugün binlercesini etkisiz hale getirdiğini söyleyenlerin arasında bir fark yok.

40 yıl öncesinde acılı şehit haberleri ‘müstakil’ evlere geliyorken bugün aynı acı dolu ‘şehit’ haberleri ‘çadırlı’ eve gelmesine evrildik.

Çadırlı bir eve yapılacak yardımda ilk akla gelen ‘ısıtıcı’ göndermek günümüz bürokratların işi oldu. Oysaki karanlık kapılar ardından ‘PKK ve uzantıları’ ile yapılan anlaşmaları reddedebilirler. Ama olmaz değil mi?

Sonra kim o kerpiçli evlere gidecek, kimler o evlerde el açıp dua edecek, kim gövde gösterisi yapacak?

Müstakil evlere düşen şehit ateşi, Kahramanmaraş’taki yıkıcı deprem felaketinden evi ağır hasarlı olduğu için çadırda kalan bir ailenin çadırına düştü…

Bu acıların devam edeceğini bilmek ne kötü değil mi?