Hizmette, sorumlulukta birinci sırada ama hürmette anneden sonra ikinci sırada olan baba.
Bir adam gelerek: “Ey Allah’ın Resûlü iyi davranıp hoş sohbette bulunmama en ziyaâde kim hak sâhibidir?” diye sordu. Hz. Peygamber (a.s): “Annen!” diye cevap verdi. Adam: “Sonra kim?” dedi, Resûlullah “Annen!” diye cevap verdi. Adam tekrar: “Sonra kim?” dedi. Resûlullah yine: “Annen!” diye cevap verdi. Adam tekrar sordu: “Sonra kim?” Resûlullah bu dördüncüyü: “Baban!” diye cevapladı.”
İslam toplumunda baba denilince akla bütün insanlığın babası olan Hz. Adem gelir. Aynı zamanda ilk evlat acısı yaşayan da doğal olarak O’dur.
Sonra Nuh Peygamber gelir. İkna edemez, gemiye binmeye evladını. Çaresiz yalvarır, Yaradan’a:
“Nuh, Rabbine seslenip şöyle dedi: “Rabbim! Şüphesiz oğlum da ailemdendir. Senin va’din elbette gerçektir. Sen de hükmedenlerin en iyi hükmedenisin.” Peygamber saygısına bakar mısınız, “Oğlumu neden suda boğdun?” demiyor.
Cevaben Allah şöyle buyurdu:
“Allah buyurdu ki: “Ey Nûh! O senin ailenden değildir. Çünkü onun yaptığı iyi olmayan bir iştir. Sakın hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyi benden isteme! Ben cahillerden olmayasın diye sana öğüt veriyorum.”
İşte İbrahim Peygamber, oğlunu Allah’a kurban etmekle sınanmıştı.
Bir başka acılı baba Yakup Aleyhisselam. Biricik evladını diğer kardeşleri kuyuya atmışlardı. Her şeyin farkındaydı ama kime ne diyecekti ki:
Kuyuya atılan da, kuyuya atan da evladıydı.
Biricik kızı Fatıma hariç, bütün evlatlarını elleriyle kara toprağa bırakan Hz. Muhammed (s.a.v) değil miydi?
Baba olmak kolay değil. (Anne ile ilgili yazımızı şimdilik erteliyoruz.) Babayı razı etmek de…
Bir adam Hz. Peygamber’e, “Amellerin en üstünü hangisidir?” diye sorunca Resûlullah şöyle cevap verdi: “Vaktinde kılınan namaz ve anne babaya iyilik etmektir. Sonra da Allah yolunda cihad etmek gelir.” buyurdular.
Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“Rabbin hoşnutluğu anne babanın hoşnutluğuna bağlıdır. Rabbin öfkesi ise anne babanın öfkesine bağlıdır.”
Peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur:
“Anne baba, kişinin cennete girmesine vesile olacak ana kapılarından birisidir. Bu kapıdan girme fırsatını kaybetmek ya da değerlendirmek artık senin arzuna kalmış!”
Yine başka bir hadiste:
“Hiçbir evlâd babasının hakkını ödeyemez. Şayet onu köle olarak bulur ve satın alıp âzâd ederse, babalık hakkını ödemiş olur.” buyurdular.
En güzeli sağlığında babamızın değerinin farkında olup, ona saygılı, hayırlı bir evlat olmaya gayret etmektir. Ben çok cenazeye şahit oldum. Babalarını kaybeden evlatlar, ölümünün ardından babasının ne kadar değerli olduğunu anlatan cümleler kuruyor, adeta ağıtlar yakıyor. Bunlardan biri de:
“Ah babam sağ olsaydı, köşede otursaydı.” v.b.
Onu kaybettikten sonra söylenen bu sözlerin kıymeti olamaz tabiki, ancak yaşayanlara bir ibret olabilir.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Bir kimsenin kendi ana babasına sövmesi büyük günahlardandır” buyurmuştu.
Ashâb-ı kirâm:
– Yâ Resûlallah! İnsan kendi ana babasına hiç söver mi? deyince:
– “Evet, tutar birinin babasına söver, o da onun babasına söver. Birinin anasına söver, o da onun anasına söver” buyurdu.
Babalık görevimizi yapıp, ondan sonra evlatlarımızdan saygı bekleyelim.
Babaların görevleri:
İleride, çocuk annesiyle kötülenmemesi için, evladına anne olacak kızı, iyi yerden seçmelidir. Saliha olmasına dikkat etmelidir!
Çocuğa iyi isim koymalıdır! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
“Çocuğa güzel bir ad koymak, evladın baba üzerindeki haklarındandır.”
Çocuğu güzel terbiye etmelidir! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
“Çocuğu güzel terbiye, evladın babasındaki haklarındandır.”
“Çocuğa karşı şefkatli davranmalıdır! Peygamber efendimiz aleyhisselam, torununu öperken biri görüp,
“Ya Resulallah, benim on çocuğum var, hiç birini öpmem.” dedi. Ona, “Merhamet etmeyen merhamet bulamaz.” buyurdu.
Çocuklara beddua etmemelidir. İbni Mübarek hazretleri, çocuğunu şikayet edene, “Çocuğa beddua ettin mi?”dedi. O da, evet deyince, “Çocuğun ahlakını sen bozdun.” buyurdu.
Çocuklara iyilik etmelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
“Evladınıza ikram edin, ana-babanın sizde hakkı olduğu gibi, evladınızın da sizde hakkı vardır.”
Çocuğu helal gıda ile beslemelidir! Haram gıdanın etkisi çocuğun özüne işler, çocukta uygunsuz işlerin meydana gelmesine sebep olur. Hadis-i şerifte:
“Yiyip içtikleriniz helal, temiz olsun! Çocuklarınız, bunlardan hasıl olur” buyuruldu.
Velinimetimiz olan babalarımıza bir gün yetmez.
Yorumlar kapalı.