Mustafa Uygun

Muharrem Ayı ve Hatırlattıkları

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Takvim; zamanı günlere, aylara, yıllara bölme metodudur.

Geçmişten günümüze kullanılmış pek çok takvim vardır. Bir kısmı halen kullanılmaktadır.

Her kültürün kendine göre takvimi vardır.

İnsanlar zamanı ölçerken Güneş’in ve Ay’ın hareketlerinden yararlanmışlardır. Güneşi baz alanlar Dünya’nın güneş etrafında bir tam dönüşünü esas alıp, güneş takvimini oluşturmuşlardır. Tarihte ilk güneş takvimini Mısırlılar kullanmıştır.

Ay’ın Dünya etrafında bir yılda 12 tur dönmesini esas alanlar ise Ay takvimini kullanmışlardır. İlk Ay takvimini ise Sümerliler kullanmışlardır. Her toplum kendi takvimini oluştururken kendileri için önemli saydıkları bir günü başlangıç olarak kullanmışlardır. Örneğin; Romalılar Roma’nın kuruluşunu, Müslümanlar Hicreti, Hristiyanlar Hz. İsa’nın doğumunu kabul etmişlerdir.

Özelde batı kültürünün, genelde şu an neredeyse bütün dünyanın kullandığı takvim Gregoryen takvimidir. Miladi takvim ya da Gregoryen takvim, Papa XIII. Gregorius tarafından yaptırılan takvim. Milat’ı tarih başlangıcı ve Dünya’nın Güneş etrafındaki dönüş süresi olan 365 gün 6 saatlik zamanı “Bir yıl” olarak kabul eder.

Türkler tarih boyunca 5 farklı takvim kullandılar. Bunlar 12 hayvanlı Türk takvimi, Celali takvim, Hicri takvim, Rumi takvim ve miladi takvimdir.  Takvimlerin ortak noktalarından birisi hangi takvimi baz olarak ele alsanız hemen hepsinin ay sayısı on ikidir. Bu konuya dikkat çekerken, Rabbimiz,Tevbe suresi 36. Ayette şöyle buyuruyor;

“Gökleri ve yeri yarattığı günde Allah’ın yazısına göre Allah katında ayların sayısı on iki olup, bunlardan dördü haram aylarıdır. İşte bu doğru hesaptır. “

İslam Takvimi (Hicri Takvim) Peygamber efendimizin Mekke’den-Medine’ye hicret ettiği yılı başlangıç kabul eden ayın dünya etrafında 12 defa dönüşünü baz alan takvimin adıdır.

Hazreti Ömer halifeyken önüne bir evrak gelir, evrak eski tarihlidir ve üzerinde Şaban ayına ait olduğu yazar. Ömer memurlardan birini yanına çağırır ve bu evrakın bu seneki Şaban ayına mı, yoksa geçen yılki Şaban ayına mı ait olduğunu sorar. Kendisine bunun geçen yıla ait olduğu söylenince Ömer, bir takvime ihtiyaç olduğunu söyler. Meclisi toplar ve istişare edilir.  Sonunda takvim başlangıcı olarak peygamber efendimizin hicret ettiği 622 yılı başlangıç yılı, zaten var olan Muharrem ayı da bu yeni takvimin ilk ayı olarak kabul edilir. O günden beri İslam âlemi dini gün ve gecelerini işte bu takvime göre düzenler. Yine miladi takvim ile hicri takvim arasındaki gün farkı sebebiyle dini gün ve geceler her yıl 10- 11 gün önce gelmektedir.

İslam takvimine göre 19 Temmuz Çarşamba 2023 itibariyle yeni bir Hicri yıla “merhaba” dedik.

Muharrem ayında yaşanmış, özelde İslam âlemini, genelde bütün insanlığı yakından ilgilendiren pek çok önemli tarihi olay vardır. Bunların bazıları şöyledir:

 

– Hz. Âdem’in işlediği günahtan sonra tövbesinin kabul edilmesi,

– Hz. İdris’in diri olarak göğe yükseltilmesi,

– Hz. Nuh’un gemisinin tufandan kurtulması,

– Hz. İbrahim’in ateşte yanmaması,

– Hz. Yakup’un oğlu Yusuf’a kavuşması,

– Hz. Eyyub’un hastalıklarının iyileşmesi,

– Hz. Musa’nın Kızıldeniz’den geçip İsrailoğulları’nı firavundan kurtarması,

– Hz. Yunus’un balığın karnından çıkması,

– Hz. İsa’nın doğumu ve ölümden kurtarılıp göğe yükseltilmesi.

Bir olay daha var ki o imanı ve vicdanı olan her mümini derinden yaralar. Sevgili peygamberimizin “Cennet gençlerinin efendisi.” dediği Hazreti Hüseyin ve çoğu Ehlibeytten olan tam 72 can, miladi 680 yılında Kerbelada hunharca şehit edilmiştir.

Hüseyin’i(radiyallahü anhü)  herkes rahmetle, minnetle anıyor.

O’ nu katlettiren Yezid’e lanet okuyanı çok duydum da, rahmet okuyanı hiç duymadım.

İşte bu tarihi olayları buradan okurken iyi okumak lazım.

Münafıkların ve onları Müslüman sanan bazı safdil insanların iddia ettiği gibi bu bir mezhep kavgası asla değildir.

Bu. Hazreti Hüseyin ve sevenlerinin meşru olmayan bir hükümete karşı sivil direnişidir.

Bizler de Hüseyin’i(radiyallahü anhü) ve mazlum diğer insanları rahmet ve minnetle anarken, Yezitleri telin ediyoruz.

Şunu asla unutmayalım ki bu bir mezhep kavgası değildir. “Mezhepler yüzünden savaş çıkmış değil. Siyasi savaşlar yüzünden mezhepler çıkmıştır.”

Cemel, Sıffin ve benzeri siyasi savaşlarda her iki taraftan da insanlar ölmüş veya öldürülmüştür. Bunlara sebep mezhepler değildir. Zira bu olaylar yaşandığında mezheplerin henüz esamisi ortada yoktu.

Ayrıca Muharrem ayında oruç tutmak sünnettir.

Muharrem ayının onuncu günü Câhiliye Arapları da oruç tutardı. Hz. Peygamber, peygamber olmadan önce ve Medine’ye hicretinden sonra bu günde birkaç defa oruç tutmuş, Müslümanlara da tutmalarını emretmiş, ramazan orucunun farz kılınmasıyla birlikte bu orucu isteğe bırakmıştır. Resûl-i Ekrem muharremin sadece onunda değil dokuz ve on birinci günlerinde de oruç tutulmasını tavsiye etmiştir.

Bir de “Aşure Tatlısı” var ki, tamamen geleneksel bir tatlıdır.

Yani onu yapmak, yemek dini bir görev değil, sadece tatlı bir gelenektir.

Bu yeni yılın Tüm İslam âlemine ve dünyaya barış ve huzur getirmesini Kadiyul Hacat olan Allahtan dilerim. Yeni Hicri yılın, acılarla, hastalıklarla geçmiş önceki yıllardan daha hayırlı olmasını temenni ederim.

Muharrem Ayı ve Hatırlattıkları

Yorumlar kapalı.