Adem Örengül

ASGARİ ÜCRET SPEKÜLASYONLARI

Adem Örengül

Değerli okurlarım, asgari ücret 35 binin altında olursa bu topluma en büyük düşmanlık yapılmış olur. Emekli maaşı ise en az 30 bin olmalıdır. TÜİK verilerine göre artış kabul edilemez. Yapılan spekülasyonlar doğruysa hükümetin topluma ancak bu kadar düşman olabilir. Düşmanlık yapmasının birçok nedeni ve göstergesi var. Bunlar genellikle siyasi, ekonomik veya ideolojik farklılıklardan kaynaklanıyor. Güç mücadeleleri ve otoriter yönetim tarzlarıyla yapılıyor. 

Hükümetin ekonomide emekli maaşları ve asgari ücretin artışı ile ilgili spekülasyonlar tam tamına halk düşmanlığıdır. İlk bakışta şaşırtıcı gelebilir. Ancak tarih ve güncel siyaset, hükümetlerin bazen kendi halkının ekonomik çıkarlarına aykırı politikalar izlediğini göstermektedir.  Hükümetin benimsediği ekonomik ideoloji, halkın çoğunluğunun çıkarlarıyla çelişiyor. Örneğin, serbest piyasa ekonomisine inanan bir hükümet, korumacı politikalar uygulayarak halkın refahını yükseltebilir. Maalesef böyle bir durum söz konusu değil! Büyük şirketler, lobi grupları veya yabancı güçler, hükümet kararlarını kendi lehine halkın zararına sonuçlar doğuruyor. Bazı ekonomik politikalar, zengin ile fakir arasındaki gelir farkını artırmıştır. Uçurum o kadar yüksek ki gayri safi milli hasılatın yüzde seksenini nüfusun %10'u alıyor. Kalanını da yüzde doksanı alıyor. Bu durum sosyal gerilimleri yükseltmiştir. Toplumda yoğun bir telaş tedirginlik oluşmuştur. 

Muktedirlerin yaptıklarını gizlemek için; toplumda temel hak ve özgürlüklere saygı göstermez. İfade özgürlüğü, toplanma özgürlüğü gibi temel hakların kısıtlanması, basının sansürlenmesi, siyasi muhaliflerin baskı altına alınması gibi durumlar hükümetin topluma karşı düşmanca bir tutum içinde olduğunu gösterebilir. Ayrımcılık ve nefret söylemleri toplumun belirli bir kesimine karşı kin ve düşmanlık yaymak, ayrımcılık yapmak ve nefret söylemi kullanmak da hükümetin topluma düşmanca bir tutum içinde olduğunun bir göstergesidir. Ekonomik eşitsizlikleri derinleştirmek, yoksulluğu artırmak, sosyal hizmetleri kısmak gibi adaletsiz politikalar uygulamak da hükümetin topluma karşı duyarsız ve düşmanca bir tutum sergilediğinin bir işaretidir.
Protestoları şiddetle bastırmak, muhaliflere karşı fiziksel şiddet uygulamak, keyfi gözaltılar ve tutuklamalar yapmak gibi şiddet ve baskı yöntemlerine başvurmak da hükümetin topluma karşı düşmanca bir tutum sergilediğinin en belirgin göstergelerindendir. Halkı yanıltmak, gerçekleri çarpıtmak ve propaganda yapmak da hükümetin topluma güvensizliğini ve düşmanlığını gösterir.
Hükümetin topluma düşmanlık yapmasının nedenleri iktidarı koruma arzusudur. Hükümetler, iktidarlarını korumak için her türlü yolu deneyebilirler. Bu durum, bazen topluma karşı düşmanca politikalara yol açabilir. Kendi çıkarlarını koruma ve gizlemek için hükümetteki bazı kişiler, topluma zarar verebilecek kararlar alabilirler. Hükümetin ideolojisi, toplumun büyük bir kısmının ideolojisinden farklı olabilir. Bu durum, kargaşa ve düşmanlığa yol açabilir. Bazen dış güçler, bir ülkedeki hükümeti kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye çalışabilirler. Bu durum, hükümetin kendi halkına karşı düşmanca politikalar izlemesine neden olur.

Özetle, bir hükümet hatalarını gizlemek için topluma baskı yapar mı? Yapıyor. Hemde ekonomik ve siyasi. Bu durum, hem bireylerin hem de toplumun hak ve özgürlüklerini kısıtlıyor. Sosyal huzursuzluğa neden oluyor.
 

Yazarın Diğer Yazıları