Adem Örengül

DEVLET MALI YETİM HAKKIDIR!

Adem Örengül

Değerli okurum, annem bize hep "Devletin malı yetim hakkıdır. Lütfen yemeyin. Yersiniz sütümü helal etmem" derdi. Sahi Devletin malı kimin? Devletin parası yetim kalmış çocukların ve geleceğimizin parasıdır. Kimse keyfine göre harcayamaz... Önce bir kendi paramızı nasıl harcıyoruz ona bakalım;

Kendi paranı harcarken hem kalite hem de fiyata bakmak, oldukça doğal bir davranış. Bu durumun birkaç nedeni olabilir:
- Sorumluluk Bilinci: Kendi kazandığın para olduğunda, harcamanın sonuçlarından doğrudan sorumlu hissedersin. Bu nedenle, paranın değerini bilip daha dikkatli harcamak istersin.
- Kıymetini Bilme: Kendi emeğinle kazandığın para sana daha değerli gelir. Bu yüzden, harcamadan önce alternatifleri değerlendirip en iyi seçeneği bulmaya çalışırsın.
- Uzun Vadeli Düşünme: Kendi paranı harcarken, satın aldığın ürünün veya hizmetin uzun vadede sana ne kadar fayda sağlayacağını düşünürsün. Bu da hem kaliteye hem de fiyata önem vermene yol açar.
Tabiki bu davranışın avantajları var:
- Mesala daha bilinçli tüketim yapabilirsin: Gereksiz harcamaları azaltır ve bütçeni daha iyi yönetirsin.
- Kaliteli ürünler: Uzun ömürlü ve dayanıklı ürünler satın alarak parandan tasarruf edersin.
- Memnuniyet: İhtiyaçlarını karşılayan ve beklentilerini aşan ürünler satın alarak daha mutlu olursun.

Peki, başkalarının parasını harcarken, mesala devletin parasını harcarken neden aynı şekilde davranmayız? Bunun birkaç nedeni var. Korkmayın Devletin malı deniz demiycem!
- Sorumluluk Algısı Farklı: Başkasının parası olduğunda, harcamanın sonuçlarından doğrudan sorumlu hissetmeyebiliriz. Bu da daha rahat harcama eğilimine yol açar.
- Paranın Kıymet Bilme: Kendi kazandığımız para bize daha değerli gelir. Bu nedenle, başkasının parasını harcarken aynı değeri vermeyebiliriz.
- Harcama Korkusu: Kendi paramızla aynı şeyi satın alırken kayıp yaşamak, başkasının parasıyla aynı etkiyi yaratmaz. Bu da daha az kaygı duymamıza neden olabilir.

Bu durumlar, psikolojide sıklıkla gözlemlenen bir davranış biçimi. Neden böyle oluyor?
1- Sorumluluk Algısı: Başkasının parası olduğunda, harcamanın sonuçlarından doğrudan sorumlu hissetmeyebiliriz. Bu da daha rahat harcama eğilimine yol açar.
2- Değer Bilme: Kendi kazandığımız para bize daha değerli gelir. Bu nedenle, harcamadan önce daha dikkatli düşünür ve kıyaslarız.
3- Kayıp Korkusu: Başkasının parasını harcarken kayıp yaşamak, kendi paramızla aynı etkiyi yaratmaz. Bu da daha az kaygı duymamıza neden olabilir.
Bu durumun üstesinden nasıl gelinir?
4- Birikim: Hem kendi hem de başkasının parasını harcarken bütçe yapmak, harcamaları kontrol altında tutmanın etkili bir yoludur.
5- Alternatif Arayışı: Fiyatın yanı sıra kalitenin de önemli olduğunu hatırlatarak, farklı seçenekleri karşılaştırabilirsin.
6- Uzun Vadeli Düşün: Kısa süreli zevk yerine, uzun vadeli faydaları göz önünde bulundurarak daha bilinçli kararlar verebilirsin.

Sonuç olarak, kendi paranı harcarken hem kaliteye hem de fiyata bakmak, hem bireysel hem de ekonomik açıdan önemli bir davranış. Bu sayede hem bütçeni korur hem de daha bilinçli bir tüketici olursun. Herkesin harcama alışkanlıkları farklıdır. Bu durumun tamamen ortadan kaldırılması zor olabilir. Ancak yukarıdaki öneriler, daha bilinçli bir tüketici olmana yardımcı olabilir. Unutma; Devletin parası yetim hakkıdır. Yiyen doymaz...
 

Yazarın Diğer Yazıları