Adem Örengül

EKONOMİDE DOĞRU OYNAMAK 

Adem Örengül


Değerli okurlarım, ekonomide doğru oynamak başlığını attım ama biz buna doğru ekonomi yönetmide diyebiliriz. Biz ekonomistler değerlendirmeleri yaparken gördüklerimizi ve bildiklerimizi yazıyoruz. Siyasilerle aramızda fark vardır. Konuma ve piyasalara göre ekonomi yönetilir. Kazanca yönelik bir yönetim biçimidir. Ekonomide önemli olan doğruyu bulmaktır. 

Piyasa trendlerini finansal durumlarını ve ekonomik göstergeleri dikkatlice analiz ederek kararlar alınır. Potansiyel kayıplar hesaplanır ve riskleri azaltmak için önlemler alınır. Kısa vadeli kazançlara odaklanmak yerine, uzun vadeli yatırım hedefleri belirlenir. Riskleri dağıtmak için farklı yatırım araçlarına yatırım yapılır. Yatırımlar kaldıraçlı işlemler gibi yüksek getiri potansiyeline sahip ancak riskleri de yüksek olan yatırımlara ağırlık verilebilir. Hızlı para kazanma amacıyla riskli stratejiler uygulanır. Genellikle tek bir yatırım aracına veya sektöre yoğunlaşılır. Piyasa psikolojisi ve duygusallığa kapılmak, rasyonel kararlar alma becerisini zayıflatabilir. Doğru oynamak sürdürülebilir bir zenginlik yaratmayı hedeflerken, büyük oynamak hızlı zengin olma hayaliyle yüksek riskler almayı içerir.

Profesyoneller doğru oynamak için bilgiye, analize ve sabra dayanırken, siyasiler büyük oynamak şansa ve duygusal kararlara dayandırır. Her iki yaklaşımın da kendine göre avantajları ve dezavantajları vardır. Doğru yaklaşım, yatırımcının risk toleransı, finansal hedefleri ve piyasa koşulları gibi faktörlere bağlı olarak değişir.

Ekonomide risk her zaman var olan bir olgudur. Ekonomik faaliyetler, belirsiz bir geleceğe yönelik kararlar alma üzerine kuruludur. Bu nedenle, yatırımlar, tüketim alışkanlıkları, üretim süreçleri gibi birçok ekonomik karar, belirli bir risk içerir. Bu riskler, beklenmedik olaylar, piyasa dalgalanmaları, politik değişiklikler veya teknolojik gelişmeler gibi birçok faktörden kaynaklanabilir. Hisse senedi fiyatlarındaki düşüşler, faiz oranlarındaki artışlar veya döviz kurlarındaki dalgalanmalar gibi. Borç verenlerin, alacaklarının tahsil edilememesi riski. İş süreçlerindeki aksaklıklar, doğal afetler veya siber saldırılar gibi olaylardan kaynaklanan kayıplar. Yeni düzenlemeler veya davalar sonucu ortaya çıkan mali yükümlülükler.
Risk yönetimi bu nedenle, işletmeler ve bireyler için oldukça önemli bir konu haline gelmiştir. Risk yönetimi, olası risklerin belirlenmesi, değerlendirilmesi ve bu risklere karşı alınacak önlemlerin belirlenmesi sürecini kapsar.
Risk yönetimleri genellikle öngörülere dayanır. Bu öngörleri isabetli sonuçlara ulaştırmak için sizin de bir öngörünüz olması gerekir. Risk yönetimleri ülke yönetim yöntemlerinde kullanılmaz. Ülkelerin kendine özgü kurumsal yapıları vardır.

Ülkemize öyle enteresan bir ülke ki; hırsızı görüyorsun, hırsızı biliyorsun ama hırsız diyemiyorsun. Hırsız yazabilmek için mahkeme hırsız demesi gerekiyor. Adam sana bir tazminat davası açıyor ki feleğin şaşıyor. O yüzden bazı gerçekleri yazmış gibi oluyoruz.

Biz ekonomiyi konuşanlar, genellikle normal verileri kullanırız. Ama ülkemizdeki ekonomi yönetimi büyük farklılıklar gösteriyor. Tabii ki biz entrikaları yazmıyoruz. Ama siyasiler ekonomik uygulamalarını yaparken önce vakfa bağış sonra iş politikası maalesef uygulanmaktadır. Bunlar engellenebilir mi tabii ki engellenebilir. Her şey bizim elimizde.
 

Yazarın Diğer Yazıları