Değerli okurlarım, bir toplumda hukukun herkese lazım olduğunu biliyoruz. Eşit şekilde uygulanmadığını, iktidarda olanlarla olmayanların farklı kurallara tabi tutulduğunu herkesçe malum. Ekonomik ve siyasi güç dengesizliklerinin bir sonucu olarak ortaya çıkan ve derin adaletsizliklere neden oluyor.
İktidardaki güç, hukuku kendi çıkarları doğrultusunda şekillendiriyor ve uyguluyor. Siyasi olarak kendinden olmayan, etnik köken, din veya sosyal sınıf gibi farklılıklar, hukuk önünde eşitliği engelliyor. Hukuk sistemindeki yolsuzluklar, güçlülerin hukuktan kaçmasına ve zayıfların cezalandırılmasına neden oluyor. Kanunların yeterince açık olmaması ve muallak olması, keyfi yorumlara, hukukun eşitliğini ortadan kaldırmış oluyor.
İktidarda olanlar, ekonomik kaynaklara daha kolay erişiyor ve bu durum, hukuk önünde daha avantajlı bir konuma gelmelerine neden oluyor. Siyasi iktidar, hukuk sistemini kendi çıkarlarına göre şekillendirerek muhalifleri sindirmeye çalışıyor ve kendi gücünü pekiştirmek istiyor. Sonuçları iç açıcı değil! İnsanlar, hukukun kendilerini koruyamayacağını düşündükçe güven sorunu artıyor. Haklı olanın haklı, haksız olanın haksız sayılmadığı bir ortamda adaletsizlik yaygınlaşıyor. Toplum, "biz" ve "onlar" diye ikiye bölünür, kutuplaşırsa sosyal barış bozulur. Yatırımcılar, hukukun güvenilir olmadığı bir ülkeye yatırım yapmaz. Hukukun üstünlüğü ilkesi zayıflayınca demokrasi de zayıflamış olur.
İktidardakiler hukuku kendi çıkarları doğrultusunda uygulaması demokrasiyi zayıflatıyor. Ülkemizde seçimleri denetleyenler de hukukçulardan oluşuyor. Hukuka hukukçulara güven kalmadığı zaman, insanların ne hukuka ne demokrasiye hiçbir şekilde güveni kalmıyor. Ayrıca hukukun olmadığı yerde de ekonomi düzgün işlemez. Bundan hem devlet zarar görür hem de toplum zarar görür. Yapılan hukuksuzluklar sermayenin yönünü belirler.
Yargının siyasi etkilerden bağımsız olması ve herkese eşit mesafede durması gerekir. Hukukun şeffaf olması ve herkesin haklarını bilmesini sağlar. Hukukun herkese eşit uygulanması, sistemdeki yolsuzluklarla kararlı bir şekilde mücadeleyi sağlar. Sivil toplum kuruluşlarının hukukun üstünlüğü için mücadeleye inandığında siyasetin işi kolaylaşır. Ülkemizde iki hukuk olması, insanların demokratik ve hukuk devletine güven sorunu oluşturuyor.
Muktedirlere uyarım; Adalet bir gün size de lazım olabilir! Yargının siyasi etkilerden bağımsız olması ve herkese eşit mesafede durması gerekir... Hukuk süreçlerinin şeffaf olması ve herkesin haklarını bilmesi sağlanmalıdır. Trollerin insiyatifine bırakmayınız. Sistemdeki yolsuzluklarla kararlı bir şekilde mücadele edilmelidir. Sivil toplum kuruluşlarının hukukun üstünlüğü için mücadele etmesi desteklenmelidir. Birde bunun uluslararası boyutu var. Bir ülkede iki hukuk olması sadece iç sorun değil, aynı zamanda uluslararası ilişkileri de etkiler. Uluslararası toplum, bu tür uygulamaları genellikle demokratik değerlere aykırı bulur ve yaptırımlar uygular. Sonucu tüm toplum öder.
Özetle, bir ülkede iki hukuk olması, o ülkenin demokratik ve hukuk devleti olmaktan uzaklaştığı anlamına gelir. Kendinden olmayana düşman hukuku işgal yönetimlerinde uygulanır.