Değerli okurlarım, bir an düşündünüz mü? Ticaret olmasaydı? Para da olmazdı değil mi? Yaygın bir anlayış vardır. Paranın Lidyalılar tarafından icat edildiğidir. Aslında kısmen doğru. Frigyalılar savaştan yorgun düşmüş, bugünkü Gemlik yarımadası'nda küçük bir devletcik haline gelmiştir. Lidya krallığı Frigyalıları işgal etmemiş, Lidya krallığı egemenliği altında bugünkü karşılığı olan özerklik vermiştir. Frigya krallığı ihtiyaçlarını karşılamak için bir askerini görevlendirir. O asker değiş tokuş yapacak elinde hiçbir şey olmadığı için bir maden bulur. Bu maden üzerinde şekil çizerek köylüye verir kralın selamını söyler, köylünün malını saraya götürür. Bunu gören Frigya kralı ilk defa Gemlik'te madeni para basma atölyesi kurar. Bunu duyan Lidya krallığı bütün Lidya sınırları içerisinde kullanma talimatı verir. Ve böylece Para icat edilmiş olur. Bunu neden anlattım. Ticaretin yaygınlaşması para ile vücut bulmuştur. Böylece ticarete Adalet kaçınılmazdır.
Ticarette adalet, müşteri ve tedarikçiler arasında güvenilir ve sürdürülebilir ilişkilerin temelini oluşturur. Adil bir ticaret ortamı, her iki tarafın da haklarının korunması ve çıkarlarının gözetilmesi anlamına gelir.
Ticarette adaletin sağlanması için dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar;
İşlemlerde açık ve net olmak, tüm bilgileri doğru bir şekilde paylaşmak ve sözleşme şartlarına uymak temel prensiplerdir. Tüm tarafların aynı kurallara tabi tutulması ve hiçbir ayrımcılığa yer verilmemesi gerekir. Ürün veya hizmetlerin gerçek değerine uygun bir şekilde fiyatlandırılması, tüketiciyi korumak ve rekabeti sağlamak açısından önemlidir. Sunulan ürün veya hizmetlerin belirtilen standartlara uygun olması, müşteri memnuniyetini artırır ve güvenilirliği sağlar. Taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin tüm maddelerine eksiksiz olarak uyulması, hukuki güvenliği sağlar.
Çevreye ve topluma duyarlı olmak, etik değerlere önem vermek, uzun vadede ticari başarıyı destekler. Haksız rekabet uygulamalarından kaçınmak, piyasanın sağlıklı bir şekilde işlemesini sağlar. Müşterilerin ihtiyaç ve beklentilerini anlamak, onlara çözüm sunmak ve memnuniyetlerini sağlamak, işletmenin başarısı için kritik öneme sahiptir.
Ticarette adaletin sağlanması, hem işletmeler hem de tüketiciler için birçok fayda sağlar;
Adaletli bir ticaret ortamı, işletmelere müşteri güvenini artırır ve uzun vadeli ilişkiler kurmalarını sağlar. Etik ve adil ticaret uygulamaları, işletmelerin uzun vadede başarılı olmalarını ve toplumun refahına katkıda bulunmalarını sağlar.
Adil rekabet koşulları, inovasyonu teşvik eder ve tüketicilere daha fazla seçenek sunar. Adil ticaret, toplumun genel refahını artırır ve sosyal sorunların çözümüne katkı sağlar.
Sonuç olarak, ticarette adalet, sadece yasal bir zorunluluk değil, aynı zamanda etik bir değerdir. Adil bir ticaret ortamı, hem işletmeler hem de tüketiciler için kazan-kazan durumunu yaratır.Her sektör ve işletme için farklı adalet ilkeleri geçerlidir. Yaygın bir söylem vardır. Adaletin kapısı kolluk güçlerinden geçer. Bunu doğru bulanlar olabilir. Ama bence adaletin anahtarı dürüstlükten geçer. İnsanlar dürüst olursa Adalet kendi sistem içerisinde çözümünü sağlar. NOKTA..
