Değerli okurlarım, Timsah Ekonomisi diye bir sistem duydunuz mu? Bakın ben size anlatayım; Kemal Derviş'in 2. beş yıllık kalkınma planı 2010 yılında sona erdi. Bu tarihten sonra hükümetin uyguladığı ekonomik sistemidir. Kısaca anlatmaya çalışayım; Timsah ekonomisi, gelişmekte olan ülkelerde sıkça görülen sistemdir. Büyük şirketlerin küçük işletmeleri ve emekçileri "yutmasına" benzetilen bir ekonomik modeldir. Bu modelde, güçlü şirketler piyasayı domine eder, kar marjlarını maksimize eder ve daha küçük oyuncuların büyüme ve rekabet etme imkanlarını kısıtlar ve ortadan kaldırır.
Önce birkaç büyük şirket piyasayı kontrol eder, sonra zengin ile fakir arasındaki uçurumun artar. Uzun vadeli yatırımlardan ziyade hızlı kar elde etmeye yönelik bir politikalar devreye girer. Çalışanların haklarının korunmaması ve düşük ücretlerle çalıştırılması. Kar marjı nedeniyle çevresel kaygılarının göz ardı edilir.
Bu modelin timsah olarak adlandırılmasının nedeni, büyük şirketlerin daha küçük rakiplerini yutması ve piyasayı kontrol altına almasındandır. Tıpkı bir timsahın avını yutması gibi. Büyük şirketler de piyasadaki küçük oyuncuları yutarak büyürler. Ekonomik büyümenin büyük ölçüde zenginlerin elinde toplanırken, yoksulların yaşam koşulları bozulur. Rekabetin azalmasıyla birlikte yenilikçilik ve verimlilik düşer. Büyük şirketler, siyasi karar alma süreçlerine etki ederek kendi çıkarlarına uygun düzenlemeler yapmalarını sağlayabilirler.
Timsah ekonomisinden korunmak için öncelikle siyasi destek şarttır. Sonra yapılması gerekenler; Piyasaya yeni sermaye girmesinin kolaylaştırılması ve büyük şirketlerin tekel oluşturması önlenmelidir. KOBİ'lerin finansmana erişimini kolaylaştırmak gerekir. Adil ücretler, çalışma koşulları ve sendikal hakların güvence altına alınması. Çevresel kaygılar dikkate alınarak sürdürülebilir bir ekonomik modelin benimsenmesi gerekmektedir.
Timsah ekonomisi, emperyalistlerin gelişmekte olan ülkelerde potansiyel ideolojidir. Bu sistemde ülkenin siyasileri figüran olarak kullanılır. Bunun adına serbest piyasa ekonomisi adı verilir. Bunun adı Türkçe karşılığı "büyük balık küçük balığı yer" yani kontrolsüz serbest piyasa ekonomisidir. Bu durumda lejyonerler ülkeyi yöneten siyasilerle iyi ilişkiler kurmak suretiyle devletin tüm imkanlarından fayadalanırken, küçük ve orta ölçekli firmalar yararlanamazlar. Yararlanmak isteseler bile, çeşitli bahanelerle bugün git yarın gel tekniği ile bezdirirler. Her işletme büyümek ve sıçrama yapmak için mutlaka krediye ihtiyaç duyar. Bu sıçramayı yapmadığı zaman sürekli küçülür. Dolayısıyla rekabet yapamaz hale gelir. Üretilen ürünlerini maliyet fiyatlarına büyük firmalara satmak zorunda kalır. İnişte olan sermayesi ilk önce konkarto sonrada iflas kaçınılmazdır. Aynen yirmi iki yıldır ülkemizde olduğu gibi!! Adaletsiz ve kapasitesiz, pasif kalmak zorundadır.
Özetle; Timsah ekonomisi, büyük şirketlerin ve siyasi gücün artması ve küçük işletmelerin ezilmesiyle karakterize edilen bir ekonomik modeldir. Bu model, gelir eşitsizliğini artırır, yenilikçiliği engeller ve çevreye zarar verir. Bu sorunla mücadele etmek için rekabetin artırılması, KOBİ'lere destek verilmesi, işçi haklarının korunması ve sürdürülebilir kalkınma öncelikli hedefler olmalıdır.