Seçim bitti, Ramazan bitti, Bayram bitti.
Geriye dönüp baktığımızda kazanan CHP olsa da onun kadar seçimden kazançlı çıkan diğer parti de Yeniden Refah Partisi oldu.
YRP İttifak dışında seçimlere girerek kendi rüştünü de kanıtladı. Her ne kadar İzmir ve Ege’de pek varlığı olmasa da.
YRP gibi Hür ve Müstakil olarak seçimlere giren İYİ Parti ise en azından AK Parti kadar seçimlerde kayba uğradı. Dolayısıyla önümüzdeki günlerde yapılacak kongre sonrası da partinin geleceğinin ne olacağı şimdiden belli olmaya başladı.
Siyasi arenada kendine konumlanacak yer bulamayan İYİ Partide görülen o ki saflarından Belediye Meclislerine seçilen üyeler kongreyi dahi beklemeden kendilerine yeni bir kapı arayışına çıktılar.
Hepimizin bildiği gibi AK Parti yıllardır sürdüre geldiği iktidarını vatandaşın sorunlarına öncelik verdiği, onun dile getirdiklerini sahiplendiği, ona hiçbir zaman sırt çevirmediği, duyarsız kalmadığı için her seçimden başarılarla çıktı ta ki yerel seçimlere dek.
Ekonomik sorun vardı, vatandaş bunu iliklerine dek hissediyor ama ne yazık ki Cumhurbaşkanı Erdoğan dışında sorunlarını çözecek, güvenecek bir lider bulamıyordu.
Çünkü muhalefet sadece başkalarının hatalarını dile getirerek vatandaştan oy istiyor ona açıkça hiçbir vaatte bulunmuyordu.
Sonuç olarak Erdoğan’ın alternatifi yoktu dolayısıyla vatandaş her türlü zorluğa rağmen genel seçimlerde sorunlarının çözümünün adresi olarak Erdoğan demeye devam ediyordu.
Peki, ne oldu?
Ne oldu da CHP suyun akışını kendinden yana çevirdi?
İnsanların güveni kazanacak neler yaptı da yerel seçimden başarı ile çıktı?
Yerel seçimlerde CHP Genel Merkezi’nin önerdiği adaylar hakkında çeşitli iddialar vardı. Önerilen adayların büyük çoğunluğu parti örgütleri ve partililerce kabul görmedi.
Gösterilen adaylar uzun bir süre parti örgütleri ile ilişki kuramadı.
Hayal kırıklığı; CHP genel merkezine karşı duyulan öfkeyle birlikte seçimlerde oy vermeme, sandığa gitmeme düşüncesini öne çıkardı
Üstüne üstlük CHP içerisindeki iki hatta üç başlılık, güvensizliği yükselttiği halde CHP neler oldu da seçimlerde oylarını arttırarak çoğunluğa sahip oldu?
Zurnanın zırt dediği yer de burasıydı.
CHP seçmeni kırgındı ama çok az fire ile partisine sahip çıkmıştı.
Üstelik Genel Merkezin dile getirdiği “ Türkiye İttifakı” tutmuştu.
DEM, İYİ Parti ve kırgın AK Parti seçmeninden küçük bir grup oyları CHP’de toplandı.
Bu birliktelik küçük bir farkla da olsa seçimlerden üstün çıkmasına yetmişti.
Erdoğan’ın en yoğun oy aldığı emekli kesimi son haftaya dek Erdoğan’ın ağzından çıkacak müjdeli bir haber bekledi.
Ne yazık ki tabanın sesine her zaman yanıt veren Cumhurbaşkanı bu kez seçmeninin çığlığını duymadı ya da duymak istemedi her şeye rağmen.
Her şeye rağmen dedim çünkü AK Parti cenahının partiye yakın kaynaklara yaptıkları açıklamalarda; Bu durumun Cumhurbaşkanı tarafından bilindiği “Ekonomide popülizm yapmadı. Yeter ki Türk ekonomisi zarar görmesin diye AK Parti seçim kaybetmeyi göze aldı” diye açıklanıyordu.
Türkiye Ekonomisi zarar görmesin diye seçim kaybetmeyi göze almak kolay değil hatta intihar diyebiliriz ama ya istenilen hedefler yine de tutturulamazsa?
Burada önemli olan CHP’nin Sayın Özel’in dediği gibi: ‘Siyasi partilerle değil Türkiye’nin demokratları ile büyük bir birlikteliği kuran Türkiye ittifakı kazanmıştır’ sözleriyle, partilere rağmen emanet olarak aldığı bu oyları koruyup koruyamayacağı.
Şu an bir seçim olsa CHP’nin belki de seçimlerde kazandığı oylardan çok daha fazlasıyla iktidar olma olasılığı da yüksek.
Ama yine de CHP, tabanda sağladığı bu ittifaka bence fazla güvenmemeli.
CHP’nin liberallerden, muhafazakârlardan, Kürtlerden, milliyetçilerden hatta sosyal demokratlardan oluşan tabandaki ‘Türkiye ittifakı’nın önümüzdeki dönemde ciddi sorunlarla karşılaşması çok doğal, kaldı ki DEM Parti tarafından bu adım atıldı.
Bu gerçekliği hiç unutmamak gerekir. Çünkü siyasette hiçbir adım boşa atılmaz .
Peki ya dört yıl sonra?
Buda herhalde Sayın Erdoğan’ın yakın gelecekte olmasa bile yıl sonundan itibaren kendisine yüz çeviren seçmene karşı nasıl bir tavır takınacağı ile ilgili.
İzmir’de Sayın Tugay göreve oldukça hızlı bir başlangıç yaptı.
Basında ‘Hani nerde verdiğin sözler’ çıkışını duyar duymaz gereğini yapmak için adım attı.
İlk adımda yoksul kesimler için en önemli gıda maddesi olan 210 gr ekmek fiyatları 7 Tl den 5 Tl ye indirildi.
Daha sonra son günlerin en yoğun tartışma konusu olan su fiyatları için indirim adımı atıldı.
Başkanlık önergesiyle meclise getirilen ilgili gündem maddesi ile 1 Haziran 2024 itibari ile geçerli olmak üzere 0-24 metreküplük su ve atıksu bedellerinde yüzde 25 indirim yapılması meclis gündemine geldi. Şimdilik komisyonlarda olan bu öneri bakalım nasıl sonuçlanacak.
Emekliler de unutulmadı. İhtiyaç sahibi emekliler için de: “Emekli Dayanışma Kartı” verilmesi ve bu kart ile 4 metreküpe kadar olan su kullanımının ücretsiz olması, sonraki kullanımlarının ise yüzde 50 indirimli olarak tarifelendirilmesi, ayrıca ihtiyaç sahibi emeklilere market ve kira desteklerinin verilmesi önerisi komisyonlara sevk edildi.
Soyer döneminde kapatılan Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı yeniden kuruluyor.
Son olarak da seçim kampanyasında dile getirilen; (0-4 yaş) arası çocuğu bulunan annelere özel toplu ulaşım kartı meclis gündemine sunuldu.
Umarız halktan yana bu çabalar kesintisiz devam eder.
Çünkü Yerel hizmetlerin kalitesi o bölge halkının günlük yaşamlarını iyileştirir ve yaşam kalitesini yükseltir.
Topluma mal olmuş parti grup veya kişiler kendileri için değil de bu ülke ve yaşanan kentler için mücadele verirlerse o toplumun ilerlememesi için hiçbir neden kalmaz.