Değerli okurum, bu defa anneler hakkında yazmak istedim. Ancak ne yazacağımı bir türlü bilemedim. Merak etmişsinizdir: "Nasıl yani, anneler hakkında ne yazacağını bilemedin mi?" Evet, gerçekten ilginç değil mi? Bu, tarifi olmayan bir duygu. İşte bu tarif edilemeyen hisleri sizinle paylaşmak istiyorum.
Anne dediğimiz "o kadın," bizi dokuz ay boyunca karnında taşır, ağırlığımızı bedeninde hisseder ve hayatını riske atarak bu dünyaya gelmemize vesile olur. Sonra da sütüyle besler, elimizden tutar, bize yürümeyi, konuşmayı öğretir. Hayatını bizim için harcar; bizi severek, bizi bekleyerek ve bizi mutlu etmeye çalışarak ömrünü geçirir.
Peki biz, annelerimiz için bunun karşılığında ne yapıyoruz? Hiç teşekkür ettik mi? Yoksa "Senin görevin, yapmak zorundaydın" deyip sustuk mu? Bir evlat olarak kendimize hiç sorduk mu: "Benim anneme borcum nedir?"
Eğer bana sorarsanız, bu soruya vicdanım rahat bir şekilde cevap verebilirim. Annemin yokluğu beni derinden sarsa da, ona karşı görevlerimi elimden geldiğince yerine getirdiğimi düşünüyorum. Keşke daha fazlasını yapabilseydim ama ne yazık ki "keşke" demek bir işe yaramıyor.
Bu yüzden diyorum ki: Annelerimizin kıymetini bilmemiz gerekiyor. Anlayın ki, annenize karşı bir borcunuz var! Bu borç, ona sevgi ve saygıyla yaklaşmak, onun sizin için ne kadar değerli ve kıymetli olduğunu hissettirmek kadar basit bir şey. Ancak bazı evlatlar için, bu kadar sade bir borç bile karşılanması zor bir yük haline gelebiliyor.
Bir düşünün: Sizin için her şeyini feda eden annenize göstereceğiniz küçük bir sevgi ve saygı, onu mutlu etmeye yetecek. Hatta ona söyleyeceğiniz tatlı bir söz bile, inanın, onun ömrünü bir yıl uzatabilir. Anneler, bu dünyadaki bizimle olan bağımızdır. Bu bağı koparmamaya özen gösterin, koparmaya değil. Çünkü anneler, bu dünyanın vazgeçilmez varlıkları ve bizim koruyucu meleklerimizdir.
Bugün benim annemin doğum günü. Doğum günün kutlu olsun, canım annem. Nurlar içinde uyu... ????