Dünyada her yıl yeni canlı türleri bulunurken, yine her yıl binlerce canlının neslinin tükenmesi ne kadar ilginç ve bir okadar da düşündürücü bir durum. İnsanoğlu var olduğu günden beri kendisi dışındaki varlıkları yok etmek için gelmiş sanki dünyaya. İlk önceleri hayatta kalmak için, yemek içmek için öldürmüş. Kimi zaman korkusundan öldürmüş. Asırlar geçtikçe öldürme amacı ve nedeni de değişiklikler göstermiş. Kimi şan şöhret için, kimi topraklarına yeni topraklar katmak için, kimi başka ülkelerin zenginliklerini ele geçirmek için, kimi de din adına, dinin emri gereği öldürmüş. İnsanlar köleleştirilmiş, mal gibi alınır satılır olmuş. İnsan modernleştikçe daha acımasız olmuş. Yeni silahlar icat edip hem insanları, hem hayvanları hem de haşeratı yok etmeye başlamışlar. İnsanın kendi eliyle kendi sonunu hazırlaması ne kadar korkunç bir şey. Yaşadığımız şu zamanda, elimizle tabiatın dengesini bozduk, hayvanların yaşam alanlarını ya yok ettik, ya da yaşamlarına son vererek bir çoğunun neslini tükettik. 2020 yılına geldiğimizde dünya bir virüsle karşı karşıya kaldı. İnsan eliyle yapılan bir virüs milyonlarca insanın ölümüne yol açtığı gibi, milyonlarca insanı da evlerine hapsederek, dünyayı kocaman bir hapishane ye çevirdi. Hala üzerimizden atamadığımız, sebebini tam bilemediğimiz bu olayın etkileri devam etmekte. Hastalıklar, kanser vakaları, kalp krizleri birbini takip etmekte. Bu olanlara sebep olan kim? Maksatları nedir? Bilmiyoruz. Ama bildiğimiz birşey var ki… İnsanlık asla eskisi gibi olmayacak. Ne dersiniz, belli bir kesim dışında kalan bizler de nesli tükenen canlılar kervanına katılıp yok mu olacağız.? Zaman gösterecek diyeceğim ama… Zaman kaldı mı bilmiyorum…
