Zaman, her anıyla bizi biraz daha şekillendirir; bedeni, ruhu ve zihni bir arada sarar. Her geçen yıl, bize bir şeyler bırakır. Bazen bu izler vücutta daha belirgin olur, bazen de kalbimizde gizlice birikerek geçmişin yankılarını duyurur. Bugün, bu değişimlerin en belirginini saçlarımda görüyorum: Ak düşen tellerin, zamansız bir dansla beyazlaşması.
İlk başta, birkaç ak telin görünmesi hiç de dikkate almadığım bir şeydi. Birkaç tane, tıpkı tüyler gibi, arada kaybolan hafif izlerdi sadece. Ama bir gün aynada, o tüylerin sayısının arttığını fark ettim. Beni yıllar içinde tanımış olan gözlerim, bu ince ama belirgin değişimi algılayacak kadar dikkatliydi. Saçlarımdaki aklar, artık geçip giden zamanın bir hatırlatıcısı gibiydi. Onlar, yalnızca bir fiziksel değişim değildi; içimdeki derinlikleri, geçmişi ve belki de geleceği yansıtan birer aynadılar.
O an, biraz hüzünlensem de aslında hiç korkmadım. Akların her biri, yaşadığım anların, öğrendiğim derslerin ve geçtiğim yolların izleri gibiydi. Her biri bir anı, bir hatıra taşıyor. Saçlarımda hayatın şarkısı, her beyaz telin altında bir melodiyi saklıyor gibiydi. Geçmişin izlerini taşıyan her ak tel, beni bugün olduğum kişi yapmaya hizmet etti.
Zamanın geçmesiyle birlikte saçlarımda beliren aklar, bana sadece yaşlandığımı değil, aynı zamanda büyüdüğümü de hatırlatıyor. Geçmişin yorgunluğuyla birlikte, içimde bir güç, bir olgunluk da birikiyor. Aklar, her gün biraz daha belirginleşse de, onlarla barışmayı öğreniyorum. Onlar, sadece bir yaşlanma sembolü değil; yaşanmışlıkların, birikmiş deneyimlerin, yavaşça beyazlaşan zamanın bir parçası.
İçimi saran duygular, aklarımdan daha fazla anlam taşıyor. Çünkü her bir ak tel, bir hatırlatıcı; her biri bana zamanın kıymetini, geçen anların değerini ve geleceğin belirsizliğini gösteriyor. Bugün, belki de o aklardan bir parça daha fazlası, yolculuğumun bir hatırlatıcısı olarak kalacak. Ve ben, onlarla büyümeye devam edeceğim.
Saçlarıma düşen aklar, zamanın bana hediye ettiği bir güzellik. Akların varlığı, bana ne kadar dolu dolu yaşadığımı ve hala daha yolumun devam ettiğini hatırlatıyor. Her ak tel, sadece geçmişin değil, aynı zamanda geleceğin de bir sembolü.