Son otuz yılda teknolojinin gelişimine ayak uydurmakta zorluk çekiyoruz. Hemen her gün insan hayatını kolaylaştırmak adına bir yenilik çıkmakta ve kullanıma sunulmaktadır. Özellikle 1990’lı yılların başında ülkemizde araç telefonu dönemini izleyen birkaç yıl içinde ilk cep telefonları hayatımıza girdi. İnternet, sosyal medya derken cep telefonlarına bilgisayar ve fotoğraf makinesi de eklenerek evrim tamamlandı. Bir cep telefonu ya da diz üstü bilgisayar satın alındığında, hemen ertesi gün aynı cihazların yeni ürünleri piyasaya çıkıyor. Dolayısıyla yukarıda da belirttiğim gibi insanoğlu teknolojiye bir türlü yetişemiyor. Hayatımızı oldukça kolaylaştıran son otuz yıllık bu gelişim, tabii ki yerinde kullanıldığında amacına ulaşıyor. Ben bugün size, yaşamımıza sanki bir uzuv gibi monte edilmiş, olmazsa olmazımız cep telefonlarının ve bu cihazlara internet yoluyla indirilen bir takım uygulamaların zararlarından söz etmek istiyorum.
İşimin getirdiği mesleki deformasyon gereği bir parça unutkan olmam gayet doğal. Ancak her şeye rağmen cep telefonları çıkmadan önce onlarca numarayı aklımda tutabiliyorken şimdi tamamen telefonumdaki listeme bağımlıyım. İsterseniz sizde deneyin. Kaçınız en yakınınızın telefon numarası sorulduğunda bir avazda söyleyebiliyorsunuz? Bana kalırsa çok az. Çünkü cep telefonu hepimizi zihinsel tembelliğe sevk ediyor. Yine sosyal medyadaki bazı gereksiz uygulamalarda yitirilen zaman, çocukların bu aletler karşısında kendilerini kaybetmeleri gibi sorun teşkil eden örnekler çoğaltılabilir. Tabii ki nimetleri sıralanınca “bu kadar kusur kadı kızında da olur,” diyeceksiniz ama şu bilinmeli ki son zamanların en sık karşılaşılan hastalıklarından biri unutkanlıktır. Bu rahatsızlık zihinsel aktiviteleri yeterince yerine getiremediğimizden kaynaklanıyor. Yalan yok şu an yazımı yazarken bir taraftan cep telefonumu da sık sık kontrol etmiyor değilim. Yani “hoca verir talkımı kendi yutar salkımı” misali. Özeleştirime sağlık.
Ancak işin daha ciddi bir boyutu var ki, evlere şenlik diyerek gülsek mi, ya da üzülsek mi bilemiyorum? Son yıllarda cep telefonlarına indirilen bir takım uygulamalar, toplumda yarattığı ahlaki çöküşler nedeniyle rahatsızlık vericidir. Televizyonlarda bazen denk geliyorum. Sabah ya da akşam kuşaklarında reyting canavarı meşhur ablaların yayınladığı gerçek hayatlara dair bir takım programlar tam bir rezalet. Bu programlarda, bazı cep telefonu uygulamalarında tanışan kadın ve erkeklerin, yıllar süren evliliklerini, çoluğunu, çocuğunu, nasıl bir kalem deşilip, kendini umarsızca bir maceraya atabildiğini görmek mümkün. Çoğu da, “eşimle bu tip programları izlerken insanları kınardık, ama şimdi maalesef biz konu olduk” diye dert yanıyor. Televizyonlarda ibret vermek adına kadın ya da erkek bu tip zıvanadan çıkan insanları, milyonların önünde teşhir etmek ise işin ayrı bir ahlaki boyutu. Bunları sen nereden biliyorsun? diye lütfen sormayın! Bu programlar adeta bir kara delik gibi insanı içine çekiyor.
Sonuç olarak şunu söylemek gerekiyor; bilgisiz, kültürsüz, cahil ve baskı ile yetişen insanların elinde bu tip teknolojiler pimi çekilmiş bir bomba gibi tehlike arzediyor. Peki suç teknolojinin mi? Tabii ki hayır. Suç eğitimsizliğin, cehaletin ve duygusal açlığın. Teknolojinin ehil ellerde olması dileği ile. Sevgiyle kalın dostlarım.