Bilimkurgu ve polisiyenin zaman içinde yolculuğu: Bodies-Netflix-(8 Bölüm)
Yapımcı: Paul Thomalin.
Yönetmenler: Marco Kreutzpainter, Haolu Wang.
Oyuncular: Amaka Okafor (Detektif Hassan), Jacop Fortune-Lloyd(Detektif Whiteman), Shira Haas (Detektif Mappleword), Kyle Soller (Detektif Hşllinghead), Stephan Graham (Elias Mannix), Tom Mothersdale(Gabriel Defoe).
1890,1941,2023,2053 yıllarında aynı şekilde işlenen cinayetler öykünün omurgasını oluşturuyor. Aynı kurban, aynı şekilde, aynı yerde 160 yıllık bir süreç içinde nasıl öldürülebilir? Aynı sokakta,çıplak, gözünden kurşunlanmış bir erkek cesedi bulunur. Londra’da Longharvest Sokağı köşesinde ve hep aynı yerdedir. 160 yıllık bu süreç içinde aynı şekilde öldürülen adamın cinayet araştırmasında detektifler benzer kanıtlar üzerinden hareket ederler. Adamı öldüren kurşun hiçbir cinayette ortada yoktur. Otopsilerde doku içinde de bulunamaz, kafatasında da çıkış deliği de yoktur. Polis araştırmalarının hepsinde üst makamlardan sert engellemelerin gelmesi tesadüf müdür? Cesetlerin bulunduğu anlarda elektrik patlamaları neden olmaktadır?
Tüm olayların farklı 4 zaman diliminde geçmesi ve bunu izleyici için anlaşılır hale dönüştürmek senaryo üzerinde kolay gözükse de, kurguda zor bir iş. Serinin yaratıcı beyni Paul Thomalin bu geçişleri ve detayları kesintisiz, mükemmel bir bütünlük içinde topluyor. Puzzle asla dağılmıyor. 2015’de yayınlanan Si Spencer imzalı 8 ciltlik çizgi romandan uyarlanan dizinin farklı dönemleri ayrı ayrı çekilip kurgu masasında harmanlanmış. Dizi de çizgi roman dizini gibi 8 bölüm sürüyor.
Seyirciye sunulan ip uçlarıysa bir workshop çalışması kadar merak uyandırıcı. Seyirci son 2 bölüme kadar sıklıkla ters köşe oluyor.
Dizide beğendiğim bir tarz çalışması var; 1890’lar Sherlock Holmes havasında, 1940’lar kara film, günümüz bölümü modern polisiye, gelecekse distopik atmosferde çekilmiş. Tarz ve üslup çok uyumlu. Ben en çok 2. Dünya savaşı yıllardaki detektif Karl Whiteman’lı (Jacop Fortune-Lloyd) film noir türü bölümleri beğendim.
Konunun dağılmaması ve çok tekrara girmemesi, dizinin en büyük artısı. Toplum yapıları içindeki antisemitizm, Müslümanlık, eşcinsellik gibi sosyal sorunlar, karakterler üzerinden, çok oyalanmadan, derinleşmeden verilmiş.
İlk 4 bölümden sorumlu yönetmen Marco Kreutzpainter hikaye örgüsünü kusursuz denilebilecek bir akışkanlık içinde kuruyor, ritmi dengeliyor. Split Screen (parçalı ekran) tekniğiyle zaman içindeki sıçramaları yaparken aksamıyor, tekrara düşmüyor.
Dizinin diğer Çin kökenli İngiliz bayan yönetmeni Haolu Wang bilim kurgunun öne çıktığı son 4 bölümü konu bütünlüğüne uygun çekmiş. Daha önce Dr.Who dizisinde de zaman içinde yolculuk işleriyle uğraşmış, bilim kurgu meraklısı genç yönetmen bu final bölümlerini de çok iyi kotarmış.
