Bu kadınlarla başa çıkmak zor…
Soygun Sanatı-Voleuses-2023-Netflix
Yönetmen: Mélanie Laure
Oyuncular: Melanie Laurent, Adéle Exarchopoulos ve Manon Bresch, İsabelle Adjani.
Kadın kahramanların erkeklere kök söktürdüğü aksiyonlar arasına renkli, neşeli, hareketli havasıyla “Soygun Sanatı-Voleuses” eklendi. Aksiyon denilince erkek egemen bir alan anlaşılır. Son yıllarda bu oyun alanına zeki, cesur ve ustaca manevralarla katılan kadın kahramanlar bu kez Fransız Sineması’ndan. Son yılların yetenekli üç oyuncusu, Melanie Laurent, Adéle Exarchopoulos ve Manon Bresch. Patronları ise abla kadrosundan, efsane oyuncu İsabelle Adjani. Film “The Grand Odalisque” adlı çizgi romanın uyarlaması. Çizgi roman havası baştan sona hissediliyor.
Kurşun sektirmeyen keskin nişancı Alex (Adéle Exarchopoulos) ile usta hırsız Carole (Mélanie Laurent) arasında iş birliği yanında sağlam da bir dostluk vardır. Sanat eseri veya mücevher hırsızlığı uzmanlık alanlarıdır. İş ilişkileri dışında özel hayatlarını da çoğunlukla paylaşan ikilinin patronlarıysa ürkütücü davranışlı “Vaftiz Ana” lakaplı İsabelle Adjani’nin hayat verdiği gizemli kadındır. Özel hayatları düzensiz ilişkilerle doludur, iş gereği bir orada bir burada dolaşıp durmaktadırlar. Paraları vardır ve artık kendilerine daha güzel, normal bir hayat kurmak isterler. Vaftiz Ana bu emeklilik hayallerinden çok memnun olmaz ve onlara son büyük bir iş verir. Korsika’daki müzeden Martial Raysse’ın “Büyük Odalık” adlı tablosunu çalmaları gerekmektedir. Vaftiz Ana tabloyu bir sanat eserinden çok popvari bir kitch olarak tanımlasa da belli ki alıcısı hazırdır. İkili bu işte kendilerine yardımcı olarak direksiyonda hızlı Sam’i (Manon Bresch) ekibe dahil eder. Sam hırsız veya tetikçi değildir, bu durumda Alex’in sıkı eğitim programına girmek zorunda kalır.
Filmde aksiyon sekansları klişe kalıyor, çok bilindik işler. Aksiyon içinde kadın dostluğuna alan açması çok hoş. Alex ve Carole dostluğuna, sonradan katılan Sam ile yeni bir enerji geliyor. Akdeniz kıyılarının baş döndürücü güzelliği, şarap sofraları, samimi sohbetler filme sıcaklık ve renk katıyor. Görüntü yönetmeni Antoine Roch canlı renkleri tercih etmiş ve çevrenin de güzelliğini içine alan kadrajlarla gözleri adeta okşuyor.
Kadın dostluğunun yansıması tam bir Fransız dokunuşu şeklinde olmuş. Hayatlarındaki boş, sonu gelmeyen ilişkilerden yakınmaları, Carole’un hamilelik ikilemi, emeklilikte yapacakları şeyler gibi günceli dolduran samimi, sıradan sohbetlerle karşımıza geliyor. Amerikan menşeli aksiyonlarda bu tür samimi, kadrajdan dışarı sıcaklık taşıyan ilişkilere çok sık rastlanmaz. Her şey çok daha mekaniktir, ayarlanmış kinetik enerji içinde akar. Masa başı sohbetleri, boş anlar yoktur. Yönetmen koltuğunda Mélanie Laurent’ın varlığı bu hoş, kadınsı dokunuşların en büyük sebeplerinden birisi olmalı. Laurent yetenekli oyunculuğunu yönetmenliğe de taşıyacak gibi gözüküyor.
Laurent’ın girişte İsabelle Adjani’yi ilk tanıttığı sekans da çok ilginç. Adjani, boş bir sinema salonunda, tek başına Henri Decoin’un 1952 yılı filmi “La Vérite sur Bebe Donge” seyretmektedir. Jean Gabin ve Danille Darieux’nün baş rollerde olduğu, George Simenon romanından uyarlama, muhteşem bir dram klasiğidir. Bu sahne Adjani’yi açık bir şekilde perdedeki Fransız Sineması’nın efsane oyuncularıyla bağdaştırır. Ona bir övgü, duygusal bir gönderme yapar.
Neşeli, capcanlı, kadın kahramanların ışıldadığı bu filmden hoşlanmamak mümkün değil. Senaryo beklentileri tam yerine getirmese de dert etmeyin, seyredin.