Fransa, Ordu ve Joséphine
Napolyon (2023)
Yönetmen : Ridley Scott.
Oyuncular : Joaquin Phoenix, Vanessa Kirby, Edouard Philipponnat,Tahar Rahim, Rupert Everett.
Napolyon sonunda geldi. Ridley Scott’ın yönettiği bu sıra dışı liderin yaşamı, önce eleştirmenleri sonrasında Fransızları böldü. Beğenen eleştirmenler 5 verirken, beğenmeyenler de puanı 1 kadar düşürüdüler. Fransızlar imparatorlarının arıza yönlerini izlemekten hiç hoşlanmadılar. Tarihçiler devreye girdi, sonunda Scott onlara “bir hayal edin” dedi. Tarihi olayların ne kadarı yazıldığı, çizildiği kadar gerçektir? O dönemi yaşamayan kim bilebilir ki? Geriye söylediği gibi sadece hayal etmek kalıyor.
Şahsen hiçbir ikilem yaşamadan filme 5 puanı verdim. Stanley Kubrick’in çok istediği proje olan Napoleon’u 68 yılında planlamaya başlamasına karşın bir türlü gerçekleştiremez. 85 yaşındaki Ridley Scott Napoleon’da ustalığının farklı yönlerini mükemmel harmanlamış. Gladyatör, Blade Runner, Alien, Thelma and Louise, Kara Şahin Düştü, Hannibal, Cennetin Krallığı, Son Düello gibi onca başyapıt düzeyinde filmi gerçekleştirmiş bir yönetmen olunca kişisel dokunuşları olmalı. Öncelikle savaş sahneleri tarihi filmlerde görülmemiş bir mükemmellikte. En son “Braveheart” savaş sahnelerinin çiğ şiddetiyle hafızamda yer etmişti. Bu kez savaş alanındaki şiddet ve teknik yaratıcılık görülmemiş düzeyde. Karakterlerin işlenmesinde, Napolyon ve Joséphine arasındaki ilişkiye çok odaklanıyor David Scarpa’nın senaryosu. Savaş alanında olduğu kadar politik sahnede de müthiş işler başarmış bir kimliğin, sevdiği kadın karşısındaki acizliği, tutkusu perdede işlenmesi gereken bir konu değil midir?
Senaryonun zayıf kaldığı yönler arasında, Napolyon’un Avrupa yaşamında yaptığı değişimleri anlatmak konusu olmuş. Napolyon imparator olsa bile, devrimin temellerine sadık kalmış fethettiği Avrupa ülkelerinde de geçerli olan Napolyon yasalarını ayrımcılık karşıtı demokrasi üzerine kurmuştur. 1789 Yurttaş Hakları Bildirgesi ile Avrupa’da insan haklarının yürürlüğe girmesini sağlamıştır. Napolyon kral ilan edildiği taç töreninde tacının Papa tarafından takılmasını reddetmiş, kendi takmıştır. Bu sekans filmde çok görkemli bir şekilde verilmiş.
Napolyon’un Avrupa’daki hakimiyeti Cumhuriyet rejiminin demokratik ideolojisinin Avrupa’da yayılmasını kolaylaştırmış, Avrupa’da monarşi karşıtlığının yükselmesine yardımcı olmuştur. Senaryoya Marie Antoinette’in giyotin idamıyla başlayan Fransız devrimi yıllarının yansıması oldukça kısa geçilmiş. Napolyon’un eğitim reformları ve dini kurumların etkinliğini azaltmasından bahsedilmemiş. Reformcu yönlerinden çok askerlik ruhu ve aşk yaşamı gündemde kalıyor. Buralarda itirazcı Fransızlara hak vermemek elde değil. Kısaca 165 dakika yetmiyor. Tüm bu eksikler Scott’ın bahsettiği 4 saatlik “Director Cut” versiyonunda karşımıza gelebilir. Yapımcı olan Apple TV de tabii ki…
Genç Korsikalı topçu subayı olarak 1789 devriminde yer alan Napolyon Toulon Savaşında güçlü İngiliz ordusunu mağlup edince, bir anda yıldızı parlar. Savaş alanındaki liderlik ve taktisyen kimliğini politik hayatta da parlatmaya başlar. Asker karakteri ve Fransa sevgisi genlerinde vardır. Joséphine ile tanışması yaşamındaki en büyük aşka ve travmaya neden olur. Gerçek yaşamda kendisinden 6 yaş büyük olan ve iki çocuk sahibi Joséphine, özgür ruhlu, kural tanımaz bir hatundur. Kısa sürede evlenirler. Napolyon’un 1. Konsül döneminden sonra kral ilan edilmesiyle de kraliçe olur. Kral olarak erkek çocuk sahibi olmak arzusu ve hanedan mecburiyeti Joséphine ile bir türlü gerçekleşmez. İlişkileri sarsılmaya başlar. Joséphine’in onu aldattığını öğrenmesiyle Napolyon Mısır seferinde ordusunu bırakarak ani bir kararla Fransa’ya geri döner. İlişkileri gittikçe toksik bir hal almaya başlar. Her ikisi de kişisel çatışmalara karşın birbirlerinden vazgeçemezler.
Scott, Austerlitz Savaşında buz tutmuş nehir sahnelerinde görsel çıtayı gittikçe yükseltiyor. Topçu ateşinin kırdığı buzlarda soğuk sulara gömülen askerler, atlar sinema tarihine geçecek kalitede. Napolyon ve Joséphine arasındaki sevişme sahneleri de bolca serpiştirilmiş ve cesurca işlenmiş.
Görüntü yönetmeni Dariusz Wolski Napolyon’un ruh dünyasına uyan koyu renklerde, griye çalan bir renk paleti kullanmış. Savaş sahnelerindeki kamera yönetimi ise olağanüstü.
Joaquin Phoenix kendisinden beklenen oyunculuğu sergiliyor. Bir kere fizik olarak Napolyon’a çok benziyor. Gri ve karanlık bir ruh durumu. İçine kapalı anlamsız bakışlarını bir anda bir öfke krizine dönüştürüyor. Vanessa Kirby ise ışıldıyor. Muhteşem bir Joséphine yorumu.
Filmin sonunda Napolyon savaşlarında ölen 3 milyon askerin savaş dökümünün verilmesi de onu sadece bir asker olarak yaftalıyor.
Daha iyisi çevrilinceye kadar yapılmış en iyi Napolyon.