Genellikle aile ve öğretmenlerle konuştuğumuzda belki de çocuklarıyla ilgili verdikleri en fazla geri bildirim “biz böyle miydik?”, “ onu anlamakta zorlanıyorum” söylemleri. Bunun altında da yatan esas sebep zaman içerisinde dünya da, ülkemizde, ailemizde ve birey olarak bizlerde meydana gelen değişiklikler. Zaman içerisinde değerlerimizde ki değişiklikler, hayata bakışımızı farklılaştırır ve bunlarda davranışlarımıza yansır. Daha önceleri bize normal gelenler bir süre sonra bize fazla abartılı ya da fazla zorlayıcı gelebilir.
Birey olarak yaşadığımız bu değişimler çocuk yetiştirme tarzlarımızı da etkiler. Çocuklarımızı, kendi yetiştiğimiz disiplin anlayışıyla yetiştirmek istememekte, onların dünyaya ayak uydurması için çaba sarf etmekteyiz.Tüm bunlarda bizlerden farklı özelliklere sahip yeni bir kuşağı oluşturmakta.
X kuşağı olarak adlandırılan 1965-1979 arasında doğanlar kurallara uyumlu, aidiyet duygusu güçlü, otoriteye saygılı, sadık, çalışkanlığa önem veren bir kuşak. İş yaşamında çalışma saatlerine uyumlu, iş motivasyonları yüksek ve sabırlılar.
Y kuşağını 1980-1999 yılları arasında doğanlar oluşturuyor. Bu kuşak bağımsız olmayı seven, özgürlüklerine düşkün, belirlenen mesai saatleri içerisinde çalışmayı sevmeyen bir kuşak.Kendilerinden farklı düşünenleri acımasızca eleştiriyorlar. Çok fazla iş değiştiriyolar. Bir an önce yönetici olmak ya da kendi işlerini kurmak istemekteler.
Z kuşağı ise 2000 yılı sonrasında doğanlar. Bu kuşağın bireyleri internet ve mobil teknolojileri kullanmayı seviyorlar. Özellikle internet aracılığıyla sosyalleşmeyi tercih ediyor, her şeyi çabuk tüketiyorlar. Aynı anda birden fazla konu ile ilgilenme yetenekleri de var.
Dünya üzerinde adı konulan son kuşak olan Beta kuşağı ise 2010 yılından sonra doğanları ifade ediyor.Dijital eğitim alan ilk nesil olma özelliğine sahipler. Bu denli teknolojinin için de olmaları sebebiyle teknolojik aletlerle çok fazla zaman geçiren ve daha fazla içine kapanık bir nesil oldular. Daha az paylaşımcılar ve sahiplik duyguları daha güçlü. Daha enerjikler, kuralları sevmiyorlar, baskın ebeveyn tutumları bu nesilde işlevsel değil.
Onlar teknoloji ile haşır neşir olan hatta fazlasıyla dijital ortamlarda bulunan Y ve Z kuşaklarının çocukları. İletişimleri yüz yüze iletişimden daha fazla dijital ortamda gerçekleşiyor. Onlar diğer kuşaklardan farklı olarak duygu ve düşüncelerini karşılarındaki kişilere emojilerle aktarmayı daha fazla tercih ediyorlar.
Kabul edelim ki onlar farklılar. Toplumsal normlar çokta umurlarında değil. Onlar için bireysel tarz ve rahatlıkları daha önemli. Beğendikleri şeyleri tekrar yapmaktan ya da izlemekten sıkılmıyorlar.