Eğer kendi dünyamı yaratmasaydım, başkalarınınkinde ölecektim, demişti AnaisNin. Yazarların edebiyata açılan kapıyı ilk keşifleri hep böyle olur belki de. İçinde bulundukları dünya onlara dar ve anlamsız, yetersiz gelmeye başlar. Fakat yazar olmanıza gerek yok, biraz duyarlı, algıları açık biriyseniz bu dünyanın size çizdiği sınırlarda kalmanız çok zor.
Kapitalist sistem herkes aynı düşünsün, aynı şeylere önem versin, aynı giyinsin hatta konuşsun ister. Çünkü bu aynılığı yönetmek basittir. Oysa insanın görkemi hiç bu basitliğe sığar mı? Tam da bu nedenle sanat keşfedilmiştir. Bilim burada yardıma koşar... Bana dayatılan hiçbir fikri kabul etmiyorum, kendi vicdanım ve kalbime danışmadan yol almıyorum. Kimseyle aynı yolları yürümek zorunda değilim. Ben sadece ben olmak zorundayım... İdeolojilere kendini fazla kaptıran, kör inançlara tutunan insanlar her zaman çok tehlikelidir, unutmayın. Biraz aklımızı kullanmak da yarar var. Size tam da bunun için bir kitap önerim var.
Dr. Kerem Dündar, yeni kitabı “İş’te Beyin” ile iş dünyasının derinliklerine sinirbilim perspektifiyle ışık tutuyor. Kitap, sinirbilim açısından iş dünyasının dinamiklerini ele alarak, liderlikten insan kaynaklarına, satış ve pazarlamadan ekip çalışmasına kadar pek çok konuyu derinlemesine inceliyor. Dr. Dündar, beyin bilimlerinin iş yaşamındaki uygulamalarını eğlenceli ve anlaşılır bir şekilde sunarak, okuyucularını iş hayatında daha etkin ve başarılı olmaları için teşvik ediyor. Peki kitapta neler var?
• Beyin Biliminin İş Dünyasındaki Rolü: Sinirbilimsel veriler ışığında liderlik, motivasyon ve performans konularında yenilikçi yaklaşımlar.
• Kişisel Deneyimlerin Paylaşımı: Dr. Dündar’ın iş hayatındaki gözlemleri ve deneyimlerine dayalı gerçek vaka analizleri.
• Uygulamalı Bilgi: Beyin biliminin iş stratejileri ve insan kaynakları gibi alanlardaki pratik kullanımları.
Bir diğer önerim de benim gibi psikoloji, mitoloji meraklıları için. Tufan Göbekçin’in yeni kitabı "Ruhum Neredesin?", Carl GustavJung’un psikoloji dünyasında devrim yaratan fikirlerinin ve zihinsel süreçlerinin izini süren derinlemesine bir çalışma sunuyor. Jung’un "Kara Kitaplar" adıyla bilinen ve ölümünden yıllar sonra yayımlanan günlüklerine dayanan kitap, Jung’un psikolojiye kazandırdığı kavramların nasıl şekillendiğini ve bu süreçteki içsel yolculuğunu gözler önüne seriyor.Carl GustavJung’un derin ve karmaşık fikirlerini daha iyi anlamak isteyenler için rehber niteliğindeki kitap, okuyucularını Jung’un zihinsel dünyasına davet ediyor.
