Bana hep bu enerjiyi nereden buluyorsunuz, diye sorarlar. Ülkemizde çalışkan, üretken olmak nedense tuhaf bir merak konusudur. Oysa bana sorarsanız normal olan budur. Bizlerin bu Cumhuriyet’e bir borcu var, benim dedem 9 yıl Kurtuluş Savaşında savaşan bir efe, bir gazi. Ona ve onun silah arkadaşlarına vicdanen borçlu hissediyorum kendimi. Elbette ben de başarılı işlere imza atmaya gayret eden her insan gibi zaman zaman olumsuz eleştiriler, çelme takmalarla karşılaşıyorum.
Bu noktada sevdiğim yazarlardan Necip Tosun’un birkaç cümlesini alıntılamak istiyorum ki hislerim tam anlaşılsın. “"Bir yazarlık tecrübesi olarak söylemek isterim ki ülkemiz edebiyat ortamında insanın geri çekilmesi, yazmayı bırakması için binlerce neden var. Ama böyle yapmak yapılanları, yaşananları hak etmek anlamına gelir. Bu nedenle bir hayal kırıklığı yaşandığında yapılması gereken geri çekilmek değil, bilgisayarda yeni bir klasör açmaktır. Bir yazarın haksızlıklara karşı verebileceği en iyi cevap yeni bir kitaptır. Edebî anlamda üretkenliğin yüzde ellisi tutku/sevgi ise yüzde ellisi öfkedir. Haksızlıkların, hayal kırıklıklarının, iftiraların beslediği öfke ölesiye çalışmanın, yaratıcı düşüncenin en önemli kaynağıdır. Bu sınamadan geçen yazar her durumda çalışma takvimine iki saat daha ekler." İşte böyle açıklıyor Sevgili Tosun, neden her şeye ve herkese rağmen yola devam etmek gerektiğini.
Sanat ülkemizde eskisi gibi saygı gören bir yerde değil, bunu itiraf etmek zorundayız kendimize. Edebiyat da öyle… Eskiden de okur sayısının azlığından yakınılırdı ama şimdi sayıca az olduğu kadar niteliği de azaldı. Popüler kültür hepimizi esir aldı sanki. Buradan yakın zamanda bir çıkış olur mu, emin değilim. Çünkü var olan sorunu mevcut sistemle çözmek pek olası değil, dahası bundan yakınan, rahatsız olan kaç kişiyiz sahiden? Onun da ötesine geçersem, yakınmak dışında somut adım atan, atanı destekleyen kaç kişiyiz?
Beni yazılarımdan tanıyanlar pek olumsuz cümle kurmadığımı, her zaman umuttan yana olduğumu bilir. Yine öyle fakat bu iyimserlik gözü kara bir kendini bilmezlikten kaynaklanmıyor. Aklın kötümserliğini güç de olsa kenara bırakıp iyi olana, iyiliğe ve gerçeğe odaklanmaktan kaynaklanıyor. Siz de böyle hissediyorsanız bu yazıyı paylaşarak çoğaltabilirsiniz sesimi.