Gülşah Elikbank

TÜRKİYE'NİN YAKIN TARİHİNE DAİR

Gülşah Elikbank

Yakın dönem Türkiye tarihine dair dikkat çekici bir perspektif sunan Gazeteci Yaşar Gürsoy’un son kitabı “Atatürk’ün Yanı Başından Darağacına,” Destek Yayınları aracılığıyla okuyucularla buluştu. Kitap, Atatürk’ün çevresinde yer alan, tarih sahnesinde kahraman ya da hain olarak anılan isimlerin iç yüzlerini cesur bir anlatımla gözler önüne seriyor.
Gürsoy, kitabında, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ve sonrasında yaşanan suikast girişimleri, İstiklal Mahkemeleri’nin işleyişi ve Atatürk'ün etrafındaki isimlerin perde arkasında yaşananlarla okurları, dönemin bilinmeyen yönleriyle tanıştırıyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün kendisine yönelik suikast girişimlerinden, bu girişimlerde yer alan kişilerin kökenlerine ve mahkemelerde yargılanmalarına kadar, tarihimizin önemli anlarını okura titiz bir araştırma ve samimi bir dille sunuyor.
 “Atatürk’ün Yanı Başından Darağacına,” sadece siyasi bir inceleme değil; aynı zamanda dönemin toplumsal dinamiklerini, insan ilişkilerini ve dostlukları da kapsıyor. Gürsoy, kitabında Atatürk’e yönelik sevgi ve sadakatin bir arada nasıl şekillendiğini, ayrıca devrimlerin getirdiği değişimlerin toplumdaki yankılarını cesurca ele alıyor. Okuyucu, suikast zanlılarının davasını, İstiklal Mahkemeleri'nin adalet anlayışını ve bu süreçte dönemin önemli karakterlerinin ruh hallerini adeta yaşayarak öğreniyor.
Yaklaşık 25 yıldır Türkiye tarihi üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan Gazeteci Yaşar Gürsoy, bu kitabında derin tarihsel araştırmalarını ve arşiv çalışmalarını kullanarak, okuyuculara yalnızca tarihsel bir anlatı sunmuyor; aynı zamanda bir dönemin ruhunu da yansıtıyor.
Milli Mücadele sürecinin sonuna doğru Halide Edip’in Mustafa Kemal Paşa’ya “İzmir’i aldıktan sonra artık biraz dinlenirsiniz paşam, çok yoruldunuz...” demesi üzerine Gazi’nin cevabı adeta olacakların habercisi gibidir: “Dinlenmek mi? Yunanlılardan sonra birbirimizle kavga edeceğiz, birbirimizi yiyeceğiz!”
Ayıcı Arif, Mustafa Kemal Atatürk’ün en yakın arkadaşlarından biriydi. Harbiye’deki dostlukları İstanbul’daki eğlencelerden Çanakkale ve tüm Kurtuluş Savaşı yıllarında yaşanan cephe mücadelelerine değin sürmüştü. Ta ki Ayıcı Arif’in Türkiye’nin kurucu önderine yönelik suikastına kadar. Okuyacaklarınız bir dostluğun nasıl hainliğe dönüştüğünün ve darağacında son buluşunun hikâyesi. Herkese öneririm. 

Yazarın Diğer Yazıları