Düşüncelerimiz, zihnimizin engin gökyüzünde süzülen özgür kanatlı kuşlar gibidir. Kimi zaman sakin ve huzurlu bir şekilde süzülürler, kimi zaman ise fırtınalı rüzgarlarla boğuşarak engelleri aşmaya çalışırlar. Düşüncelerimizi yazıya dökmek ise onları bir kafese koymak gibi hissettirir. Kelimeler, sanki kafesin parmaklıkları gibi düşüncelerin akışını sınırlandırır ve onları kalıplara sokar.
Ancak bu kafesin bir amacı vardır. Yazmak, düşüncelere bir düzen ve şekil verir. Onları somut hale getirir ve başkalarıyla paylaşmamızı sağlar. Bu sayede, kafeste tutulan diğer kanatlar da özgürlüğe kavuşabilir.
İyi yazarlar, kelimelerini ustalıkla kullanarak kafesin duvarlarını aşar ve düşüncelerini özgürce ifade ederler. Bu sayede, kendi zihinlerimizden kopan kanatlar da onların izinden giderek daha yükseklere uçabilir ve yeni ufuklara yelken açabilirler.
Yazmak bir fedakarlıktır. Düşüncelerimizi kafesin içine koymak ve onları kelimelerle sınırlamak zorunda kalmak, her zaman kolay değildir. Fakat bu fedakarlık, daha büyük bir amaca hizmet eder. Yazı sayesinde, fikirlerimiz ve duygularımız dünyayla buluşur ve başkalarını da etkileyerek değişime yol açabilir.
Düşüncelerimizi özgür bırakmak için yazmaya devam etmeliyiz. Her ne kadar kelimeler bazen onları sınırlandırıyor gibi görünse de, aynı zamanda kanatlarını açmalarına ve özgürce uçmalarına da yardımcı olabilirler. Yazmak, düşüncelerimizle dünya arasında bir köprü kurar ve onları evrenle buluşturur.