Yaz mevsimini büyük bir hasretle beklerken ‘maske’ takanların artmasıyla da tedirginliğimi gizleyemiyorum.
Tren, dolmuş ve otobüslerin yanı sıra alışveriş merkezleri gibi kalabalık ortamlarda maske kullanımı yeniden artmaya başladı.
“Salgın var” diyenlerin endişesini de İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak ve Dr. Yüce Ayhan Yeni İzmir gazetesine verdiği röportajda durumun vehametini kabul ediyor ve şöyle açıklıyor:
“Maske kullanımı Sağlık Bakanlığı tarafından yeniden zorunlu hale getirilmeli. 5 çeşit virüs, kapalı alanlarda nüfus etmemizle yayılıyor ve gribal enfeksiyonun da artmasına yol açılıyor. İnfluenza vakaları artarken hastanelerdeki doluluk da aynı oranda artıyor, taşıyor” diyor.
Türkiye, 2019 ve 2022’ye dek 3 yıl SARS COV-2 (Koronavirüs) ile ekonomik, sağlık ve sosyal çöküş yaşadı. Bu sebeple de içine kapanan bir dünyadan içinde debelenen bir ülke haline geldik.
Yayılan virüsün ölümcül olmasıyla geçen 3 yılda çıkarılan aşılar, artık vakaların normal seviyesine çekilmesine ve de grip havasında bir pandemi yaşamamızın evrilmesine yol açıldı.
Her ne kadar sosyal mesafe, temizlik ve maske önerilse de vakalar arttı; felaketi yaşadık.
Etkisi henüz bitmeyen bu virüsün yanında influenza (grip), Rhinovirüs (nezle), çocuklarda RSV gibi çeşitli virüsler ile resmen “Grip kokteyli soluyoruz” diyebiliriz.
Çocukların dahil etkilendiği salgın; hafif atlatılsa da hastanelerin dolması sağlıkta işlerin aksaması, iyileşmenin gecikmesi, şehrin işleyişinin de aynı oranda duraksamasına yol açıyor.
En korkutucu ve ölümcül virüsün bugün gribal enfeksiyon haline gelmesinde direnç ve bağışıklık sisteminin güçlenmesi yer alıyorsa bu gribin kısa sürmesi veya başlamadan önlem alınması yine temizlik ve maskeden geçiyor.
Biraz daha sağlığımızı dikkate alırsak; başkalarının da sağlığını dikkate almış oluruz.
Çünkü sağlık sadece bize değil herkese lazım.
“Bana bir şey olmaz” diyerek yanımızdaki insanların sağlığını tehlikeye atamayız!
Sağlıcakla kalalım!