Mesut Nöbetçigil

Bireyselleşme Taklidi Yaparken Kitleselleşme

Mesut Nöbetçigil

Bazen kitle tüketim kültürü dediğimiz kültür, öyle bir propaganda yapıyor ki, bir süre sonra siz kendi düşünceleriniz, kendi değeriniz, bir tercih olarak gördüğünüz şeyin aslında size başkaları tarafından verilmiş kitle öğretisinin, en azından tüketim toplumunun size bir tür enjekte ettiği ya da benimsettiği bir şey olduğunun farkına bile varmıyorsunuz. Siz sadece sürekli onları tüketmeye çalışıyorsunuz. Onlar size bir statü sağlıyor. Dolayısıyla bireyselleşme gibi görünen şeyin, aynı zamanda büyük reklam endüstrisinin propagandasıyla bireyselleşmeden  uzaklaştıran bir tarafı olduğunu düşünüyorum. Yani evet, bir tarafıyla bireyselleşmeyi güçlendiriyor, o kollektif yapılar çözülüyor, o çözülen yapılarla beraber insanlar bu teknolojik imkanlarla bilgiye, başka şeylere daha kolay ulaşıyorlar. Kendi renklerini, kendi yorumlarını inşa  edebiliyorlar ama diğer taraftan da sosyal medyadaki dezenformasyonun aynı zamanda da reklam endüstrisinin yarattığı algılarımızı etkileyen bir tarafı var. Bize aitmiş gibi görünen bir çok şeyin, aslında çok da bize ait olmadığını, dolayısıyla bireyselliklerimizi aşındıran bir tarafı olduğunu görüyoruz. Yani iki taraflı işleyen bir süreç var karşımızda ama bireyselleşmenin genel eğilim itibarıyla daha  güçlendiğini düşünüyorum.
Burada bireyselleşiyorum ve kendimi ifade ediyorum, kendi hayal ve arzularımın, tutkularımın, tercihlerimin peşinden  gidiyorum diyen çok güçlü bir ses var, ama acaba  o ses SİZİN SESİNİZ Mİ? Seçimler gerçekten benim seçimlerim mi? Ben bunu seçtim mi, yoksa bunu seçmenin çok akla mantığa yakın, istenilir, arzu edilir bir şey olduğunu öğrendim mi? Yoksa bunlar taklit arzular mı, toplumun  kabul edilebilir ya da kalbur üstü gördüğüm kısmının özendiğim ya da  benzemek istediğim ya da kendime kriter edindiğim kısmının tüketimlerine mi bakıyorum; seçimlerine, arzularına, ihtiyaçlarına ve belli bir süre sonra o şeyi artık benim de arzuladığıma karar veriyorum. Diyorum ki; evet, rol modelim böyle bir yere gitmiş. Başka tanıdığım, sevdiğim iyi insanların, hayatı nasıl  yaşayacağını bilen insanların tatile gittiği yerlere gitmeliyime karar veriyorum ama ne kadar zamandır istiyorum veya bir başka eylemi yapmayı, bir başka şeyi tüketmeyi, hatta bir ünvanı almayı, hatta okulu okumayı, hangi mesleği edinmeyi bile  toplum yönlendirdiği  için istiyoruz ve kendi isteğimiz, kendi arzumuz zannetmeye başlıyoruz.
Bu arada, bizim önümüze konulan hedeflerin hangisini gerçekten biz seçtik? Bir dakika, ben bunu istiyor muyum diye sorduk mu? Orada belki birey ikna edilebilir ama öbür türlü kişiselleşme taklidi yapan kitleselleşmenin bir parçası oluyoruz. Tüketim endüstrisi sayesinde belki...

Yazarın Diğer Yazıları