Yılda yaklaşık 1500 kuyu açıyorlar, yani bu fazlasıyla yeterli üretimi ayarlayabilir ve arttırabilirler fakat bir noktada kaynakları tükenecek. Her yıl dengelenmesi gereken düşüşlere bakarsanız bu akıntıya karşı kürek çekmeye benziyor. Hep daha fazla kuyu açılması gerekiyor. Üretimi arttırmak için değil üretimi sürdürmek için. Bu da dünyanın en büyük iki petrol sahasından elde edilen petrol üretiminin muhtemelen on iki yıl daha süreceği anlamına geliyor.
Bugün kullandığımız petrolün oluşmasının beş yüz milyon yıl sürdüğünü düşünelim. Bu durumda beş yüz milyon yıllık güneş enerjisi petrol oluşumunda kullanılmaktadır. Her yıl otuz iki milyar varil kullanıyoruz, bu da her gün on dört bin yıllık güneş enerjisi kullandığımız anlamına geliyor. Bir yılda ise beş milyon yıllık güneş enerjisi kullanıyoruz. Bu bize kesin olan bir şeyi anlatıyor. Yani demektir ki BU KAYNAK KESİNLİKLE SONSUZ DEĞİL. Bu gezegendeki bu kaynağın bir sonu var.
Şu anda insanoğlunun büyük müdahalesini izliyoruz. Jeolojik olarak beş yüz milyon yıldan daha uzun bir sürede fotosentez yoluyla oluşan bir şeyin sanayi devrimiyle birlikte birkaç yüzyıl içinde serbest kaldığına şahit oluyoruz. Buna büyük oksitlenme diyebiliriz. Çünkü bu sadece birkaç yüzyıl içinde gerçekleşti. Fosil yakıtların kullanılması dünyayı karmaşık yaşamın ortaya çıkmasından önce var olan ilkel atmosfer şartlarına geri götürüyor.
Dünyayı incelediğimizde her şeyin ne kadar hassas olduğunu daha iyi anlıyoruz. Bildiğimiz kadarıyla dünya üzerindeki yaşamın devamlılığı, atmosferdeki karbon tabakasına bağlı. Güneşten gelen radyasyon dünya yüzeyine çarpar ve atmosferdeki karbon tabakası sıcaklığın ideal noktada tutulmasını sağlar. Atmosferdeki güvenli karbon üst sınırı milyonda üç yüz elli parça. Şu anda dört yüzdeyiz. Bu aslında çok çok yüksek bir oran. Yaşamın devamlılığı bu atmosferik koşullara bağlı. Sanayi devriminden bu yana atmosfere o kadar fazla karbon salınımı yaptık ki birdenbire dünyayı aşırı bir şekilde ısıtmaya başladık. Son bir kac yüzyılda tüm insanlık tarihine kıyasla çok fazla fosil yakıt kullandık ve atmosfere çok fazla karbon salınımı yaptık. Bu da farklı bir iklimle karşı karşıya kalmamıza sebep oluyor.
Şunu çok net biliyoruz: Atmosferdeki karbon miktarının artması güneşten gelen ısıyı daha fazla tutmasına neden oluyor ve böylece dünyadaki sıcaklıklar artıyor. Gezegenimizi daha önce görülmemiş bir şekilde ısıtıyoruz ama aynı zamanda gelecek nesillerin yaşam haklarını ellerinden alıyoruz. Herşeyi mahvediyoruz. Yapmamız gereken şey, çevreye zarar vermeden bu gezegendeki herkesin ucuz ve demokratik bir şekilde enerjiye ulaşımın bir yolunu bulmaktır. Bu çok basit bir formül.