Girişimcilik, bir fikri yeniliğe uğratarak onu ekonomiye kazandırmak ve o ekonomiyle birlikte, bu yeni girişimden kazanç elde etme sürecidir.
Yani siz yeni bir fikir de üretebilirsiniz, eski bir fikre yeni bir açıdan yaklaşıp onu zenginleştirebilirsiniz de. Dolayısıyla şu ayrımı yapmak lazım. Bazen yanlış bir algı oluşuyor ve girişimciler icat yaptılar gibi düşünülüyor. Hayır, icat farklı bir durum. İcat şu anda mevcut olmayan bir şey üzerinden bir ürün ortaya koymaktır.
Girişimciler illa mevcut olmayan bir ürünü ortaya koymak zorunda değiller. Mevcut bir ürünü de değiştirerek, yenilik katarak tekrar insanlara sunmaktır. Dolayısıyla, olana yeni açı katmak bir girişimciliktir. Onun için girişimciliğin olmazsa olmazlarından bir tanesi inovasyondur, yeniliktir. Yani yenilik olmazsa girişim olmaz. İkincisi de değerdir. Eğer bir değer katmazsanız -katma değer de denir buna - bu da bir girişimcilik olmaz. Bir yanlış anlaşılma daha var, ona da açıklık getirmek istiyorum. Diyelim ki, mahallede 10 tane bakkal var. Siz de 11. bakkalı açtığınızda girişimci olamıyorsunuz. Mevcut duruma bir tane daha eklemiş oluyorsunuz.
Dolayısıyla, aynı işi yapmak girişimcilik değil. Bazen belirli yerlerden eğitimler alınıyor, ondan sonra bir hibe alınıyor, o hibeyle bellirli yerler açılıyor. Evet eskiler buna müteşebbislik diyorlardı. Günümüzde anladığımız girişim değil bu. Girişim muhakkak yeni bir fikri formüle etmekle alakalı.
Bir de şunu vurgulamak lazım. Bazen sosyal girişimcilikte bir iki dönem sonra paraya tahvil oluyor. Başarıyı ekonomiye taşımak da önemli. Diyelim ki, uçuk kaçık bir fikriniz var. Biz, buna inovasyon diyemiyoruz, bu yaratıcılıktır. Eğer uçuk kaçık fikir, ekonomiye kazandırılamıyorsa bu yaratıcılık olarak kalıyor. Onun için muhakkak bu fikri insanların faydasına değer olarak sunmamız gerekiyor. Sunmazsanız buna inovasyon ya da girişimcilik diyemiyoruz.
Son yıllarda kendilerine kadın girişimciler(!) diyen, el örmesi dantel kazak vs. üreten bir gurup kadın, belediyelere bu ürünlerini pazarlayacak minik yerler yaptırıyorlar. Artık belediyelere ait sosyal tesislerin bahçelerinde, parkta, sokakta belediyenin önünde, kentin meydanında, cami avlusunda, yetmedi, şimdi de sahilde, kordonda her yerdeler.
Bu kadın girişimciliği değil, kadın becerisidir. Buraların çoğu kapalı mekanlardır, açık olanlarda da satılanların çoğu el emeği üretilen ürünler bile değil; çercicilik, tuhafiyecilik, yün, orlon işleri girişimcilik değildir. Ev kadınlarına gelir imkanı sağlama işidir. Bu gibi yerlerdeki faaliyetler, kadın girişimciliği adı altında kadınlara ürünlerini satma olanağı sunmaktır. Bu yapıya da girişimcilik diyemeyiz.
Bir probleme çözüm üretmektir girişimcilik. Ortada bir problem yoksa, girişimcilik de olmaz.