Mesut Nöbetçigil

Kulağın neyse  Kalbin odur. . .

Mesut Nöbetçigil

Çok şükür ki “hayatı sorgulamak” gibi iyi bir yanım var. Horatius’un bir şiirinde geçen “carpe diem” öğüdü de bu sorgulamanın ürünü. “Günü yakala, zamanın tadını çıkar, gününü gün et, gibi bir anlamı var. Kısacası “ertelemek” sık kullandığımız bir sığınma, yok sayma ya da kendini iyi hissetme tarzı. 

Bu konuda dikkatli olmakta fayda var. İşte size kendinizi iyi hissettirecek müzikle ilgili bir reçete:
Müziği şifalı gönüllerden dinlemek lazım. Ehli olup da müzik icra eden pek azdır maalesef. Ben okurlarıma özellikle Bekir Sıtkı Sezgin'i dinlemelerini tavsiye  ederim. Onun "youtube"ta video ses kayıtları var. Hatta makam makam dinlesinler; hem makamları içselleştirirler, hem de böyle bir şifalı kalbi kamil bir insanın sesi insanın ruhunu arındırır. 

Bir diğer husus, kalbi çirkin  seslerden uzak tutun. Sürekli müzik dinlenemez, o psikolojik rahatsızlıktır. O insan kendi  kendisiyle başbaşa kalamıyor demektir. Kendisiyle arasına kulaktan bir engel koyuyor. Ayna ile arasına bir perde çekiyor kendini görmemek üzere. Bu uygun bir şey değildir. Günümüz müzik kirliliğine maruz kaldığımız bir dönem. Sokağa çıkıyorsun, sağdan soldan istemediğin kadar çok farklı sesler, müzikler geliyor. İnsanın  fiziksel  metebolizmasının  bozulmasında çok büyük rolü var açıkçası. O yüzden mümkün mertebe kulakları güzel seslere açsınlar. Çünkü kulağın neyse, kalbin odur. Kulağından duyduğun kalbine gelendir, o yüzden önemli. Hatta biliyorsunuz, tasavufta da hikmet kulaktan alınan bir şeydir. Kulak hikmetin kapısıdır. Bu yüzden kulağa çok dikkat etmek lazım. Müziği de sadece teknik bir alan olarak görmeyelim. Şunu demeyelim: "Abi ben bu işin eğitimini almadım, konservatuarda okumadım ki sizin konuştuklarınızı anlayayım." Önemli değil güzel kardeşim. Müzik zaten hissedilen, duyulan şeydir. O yüzden asıl mesele o zevkle irtibatı devam ettiriyor olmaktır. Ehil olanları, ehil yazanları, besteliyenleri, okuyanları bulduğunda pek de kaçırma. Halk müziğinde de benim çok sevdiğim Cengiz Özkan gibi çok okuyucu vardır. Kusura bakmasınlar şu anda isimleri aklıma gelmiyor. Tabii ki Neşet Ertaş. Bir de kendi sesini bulmak için emek çekmek, bir zevk geliştirmek gerekiyor. *Kamil seslere alışmak lazım. O  da küçük bir alışkanlık devresi gerektirir. İnanın ona başladığınızda diğer seslerle yapamazsınız, hep o sesi ararsınız. O yüzden alışırsak buna alışalım.
Laf aramızda bendeniz ney dersleri almaya başladım.

Kalın sağlıcakla.

*Kamil: Bütün, eksiksiz, noksansız, ağır başlı, olgun, yetkin, tam.

Yazarın Diğer Yazıları