31 Mart Pazar günü tüm yurtta yerel seçim yapılacak.
Seçimler demokratik düzenin olmazsa, olmazıdır.
Sizler oy vereceğiniz adayı belirlediniz mi bilmem ancak benim adayım belli…
Benim tercihim tabii ki de sadece beni bağlar.
Öyle değil mi?
Bu âlemde her akıl sahibi tercihlerinin ya mükâfatını alır, ya da bedelini öder.
1946 yılında çok partili hayata geçeli beri bizde seçimler çok renkli ve abartılı olmuştur.
Beş yıl Almanya’da yaşadım, iki genel bir yerel seçime denk geldim.
O kadar sönük ve renksizdi ki, insanlar seçim olduğunu bile unutabiliyordu. Ama bizde öyle mi?
Seçim araçları ne gece susuyor, ne gündüz… Ne Ramazan, ne bayram gümbür gümbür maşallah. Hoş, şunu da anlayabilmiş değilim;
Benim bir tercihim varsa bir bayrakla, afişle, propagandayla asla değişmeyecektir. Sanırım herkes için de böyledir. Acaba bunu adaylar ve partiler de biliyor mu?
Seçim propagandası adı altında yapılan israf bahsetmeye bile değmez boyutta…
Buraya kadar adayımı merak ettiniz m?
Eğer şu ana kadar bir aday ya da parti ismi yazsaydım, siz bu yazıyı belki buraya kadar okumayı zaman kaybı olarak görebilecektiniz.
Öyleyse adayımı açıklıyorum:
Benim başkan adayım sorunları tespit edip, ezberden bir çırpıda sayan değil, o herkesin bildiği sorunları çözecek, bilgi, beceri, irade, kudret ve bu kıvamda kadroya sahip olmalıdır.
Cebini doldurmak, çevresine ve yakınlarına çıkar sağlamak için değil, gerçekten hizmet etmek için aday olmalıdır.
Benim adayım, dini siyasete alet etmemeli, siyaseti de dinsizliğe alet etmemelidir.
Kendisine oy verenleri Müslüman, vermeyenleri zındık olarak;
ya da oy vereni vatansever, vermeyeni hainlikle itham etmemelidir.
Partili, partisiz ayrımı yapmamalı, her kesi gerçekten kucaklanmalıdır.
Seçim öncesi gösterdiği güleryüz ve tavırları seçildikten sonra da devam ettirmeli, siyasi münafıklık yapmamalıdır.
Ya olduğu gibi, doğal, ya da göründüğü kadar adil olmalıdır.
Halkına asla yalan söylememelidir.
Seçimden önce “herkesin başkanı olacağım.” deyip, seçimden sonra idari kadroda siyasi kıyım yapmamalıdır.
Halkının tercihlerine ve milli- manevi değerlerine saygılı olmalı, her seçimi beka sorunu yapmamalıdır.
Şunu herkes bilmelidir ki;
İslam’ın kurucusu Hz. Muhammed (s.a.v) vefat edince din elden gitmediği gibi, cumhuriyetin kurucusu Atatürk’ün vefatıyla da cumhuriyet elden gitmemiştir ve gitmeyecektir.
Hiçbir siyasi kendini ne Hz. Muhammed’den, ne de Atatürk’ten daha üstün görmemelidir.
Benim başkan adayım bu, sizin ki hangisi?