Mustafa Uygun

Karne

Mustafa Uygun

Geçen Cuma günü ilk ve ortaöğretimde okuyan milyonlarca öğrencimiz ilk dönem karnelerini öğretmenlerinin elinden aldılar.

Karne nedir?

Türk Dil Kurumunun (TDK) güncel sözlüğünde karne şöyle tanımlanmıştır:

İlk ve ortaöğretim öğrencilerine dönem sonlarında okul yönetimleri tarafından verilen ve her dersin başarı durumu ile derslere devam, sağlık, yetenek ve genel gidiş durumlarını gösteren belge.

Bir diğer tanımı ise:

Kişilerin bir haktan yararlanmaları için bir kuruluş tarafından verilen belge.

Örneğin:

Ekmek karnesi. Vapur karnesi v.b.

Doğal olarak her öğrencinin karnesi aynı olmayacak. Kimi yüz güldürecek, kimi üzecek şekilde gelecek.

Sevgili okurlar eğer çocuğunuzun karnesinde çok fazla zayıfı varsa onunla uygun bir dille konuşun. Kırmadan, korkudan yalan söylemesine zemin hazırlamadan yaklaşın. Çünkü karnesinde zayıfı olan öğrenci zaten üzgündür, pişmandır. Kaba ve merhametsiz davranışlarımızla onu temelli üzüp, ümitlerini kırmayalım.

Öte yandan bence öğrenci velilerine, öğretmenlere hatta her konumdaki idarecilere de karne verilmelidir. Böyle daha adil olacağını düşünüyorum. Öyle ya, bir başarısızlık varsa her açıdan analiz edilmeli, sorunlar bu analize göre çözülmelidir. Bunlardan öğrenciye kızıp, ceza vermek en ilkel ve kolay olanıdır.

Öğrenci velisi çocuğuyla yeteri derecede ilgilenip, takip edebilmiş midir?

Ona her şeyiyle örnek bir baba ve anne olabilmiş midir?

Yoksa çocuğu odasına gönderip, telefonunda sosyal medyaya mı gömülmüştür?

Sevgili öğretmenlerimiz sürekli gelişen içerde ve dışardaki eğitimle alakalı kitap ve makaleleri okuyarak, ulusal ve uluslar arası yeni yayınları düzenli takip ederek kendini sürekli yenilemeye gayret etmiş midir?

Yoksa kendini yeterli görüp atalete mi düşmüştür?

Milli eğitim kalıcı, sağlam bir eğitim politikası geliştirebilmiş midir?

Bu politika gerçekten milli ve faydalı bir politika mıdır?

Son dönemi baz aldığımızda 22 yılda 9 Milli Eğitim bakanı değiştiğini görüyoruz. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki Türkiye’de bir bakanın değişmesi (özellikle Milli Eğitimde) sistemin tamamen değişmesi anlamına geliyor.

Yine herkes biliyor ki, eğitim bilgi ister, devamlılık ister, istikrar ister, rasyonellik ister ve sabır ister.

Neredeyse 2 yılda bir bakanla birlikte tamamen değişen eğitimde istikrar, devamlılık, bilimsellik, rasyonalite ve ahlak kalır mı? Pekiyi Milli Eğitimimizin bu hale gelmesine sorumsuz davranışlarıyla sebep olan başta öğrenci velileri, öğretmenler, müdürler ve bakanlara da karne verilecek mi?

Zayıfları çoksa, kınanacak mı?

Sadece eğitim camiasına değil, insanlık ailesine de karne verilecek olsa karnemize davranış notu olarak her halde şunlar yazılacaktı:

İnsanlarda vicdan kalmamış, utanma duygusu yok. Hem cinsine merhamet sıfır. Yalan ve ihanet sıradanlaşmış. Anne- babaya, büyüklere saygı kalmamış. Binlerce masum insan dünyanın gözü önünde acımasızca katlediliyor, ses yok…

Adalet, hukuk yerlerde sürünüyor.

Merhum M. Akif Ersoy ne kadar veciz söylemiş:

Haya sıyrılmış inmiş, öyle yüzsüzlük ki her yerde.

Ne çirkin yüzleri örtermiş, meğer o incecik perde.

Vefa yok, ahde hürmet hiç, lafe-i bi medlul.

Yalan raiç, hiyanet mültezem, heryerde hak meçhul.

İslam alemine gelince, onun karne değerlendirmesi de şöyle:

‘İslamilik Endeksi’ sıralaması açıklandı: İlk 40’ta Müslüman ülke yok

George Washington Üniversitesi’nde akademisyen Şeherazade Rahman ve Hüseyin Askari 2010 yılında “İslam Ülkeleri Ne Kadar İslami?” başlıklı bir araştırma yayımladılar.

Araştırmada İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye olan ülkelerin İslami öğretilerle uygun politikalar izleyip izlemediklerini bulmaya çalıştılar. Daha sonra bu çalışmayı her yıl yaparak ve Müslüman olmayan ülkeleri de araştırmaya dahil ederek İslamilik Endeksi’ni açıklamaya başladılar.

George Washington Üniversitesi, İslamilik Endeksi’nin 2018 yılı listesini açıkladı.

En İslami ülke Yeni Zelanda

153 ülkenin yer aldığı listenin ilk sırasında, 15 Mart’ta iki camiye düzenlenen saldırılarda 51 kişinin hayatını kaybettiği Yeni Zelanda var. Saldırılardan sonra özellikle Başbakan Jacinda Ardern’in söylemi, açıklamaları, başörtüsü takarak Müslüman toplumla dayanışma göstermesi takdir toplamıştı.

Yeni Zelanda 2017 yılında da İslamilik Endeksi’nde en yüksek puanı alan ülke olmuştu.

Yeni Zelanda’yı İsveç 2, Hollanda 3, İzlanda 4, İsviçre 5, İrlanda 6, Danimarka 7, Kanada, 8, Avustralya 9, Norveç de 10. sırada izliyor.

İlk 20’de Kuzey Avrupa ülkelerinin haricinde Malta ve Japonya da bulunuyor.

İlk 50’de sadece 4 Müslüman ülke var

2018 İslamilik Endeksi’nde en üst sırada yer bulabilen Müslüman ülke 45. sıra ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) oldu.

BAE’nin ardından Arnavutluk 46, Malezya 47, Katar da 48. sırada yer bulan ilk 50 içinde olan diğer Müslüman ülkeler.

Bu yazıyı da bir ayet mealiyle sonlandıralım.

“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten korkun ve herkes, yarına ne hazırladığına baksın. Allah’a karşı gelmekten korkun, çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.”

Yazarın Diğer Yazıları