Ozan Sönmez

BİR DESTANDAN ÖTE ÇANAKKALE

Ozan Sönmez

“Türkler, Çanakkale’yi zorlayan çağının en ileri tekniğine sahip güçler karşısına adeta bir kale gibi dikilmişlerdir”

Winston Churchill

--------

Tarih sahnesinde öyle anlar vardır ki, yalnızca bir milletin kaderini etkilemekle kalmaz aynı zamanda tarihin akışını da değiştirir. İşte böyle bir andır Çanakkale. On altı zırhlı savaş gemisi, dokuz mayın tarama gemisi, bir uçak gemisi, zırhlı ve muhriplerin himayesindeki on yedi nakliye gemisinden oluşan devasa donanmasıyla İtilaf Devletlerinin, gözünü İstanbul'a diktiği; Türk Milletinin ise yokluk, açlık ve sefalet içinde bile diz çökmediği bir savaş… Çanakkale, imkânsız denilenin mümkün kılındığı yerdir. Bugün boğazın yakasında yazdığı gibi… “Dur yolcu bilmeden gelip bastığın bu toprak bir devrin battığı yerdir.”

--------

1915’teAnadolu’nun dört bir yanından kopup gelen gencecik vatan evlatları, ellerinde eski tüfekleri, sırtlarında yamalı kaputlarıyla “Çanakkale geçilmez!” diye haykırarak, dünyanın en modern ordularına karşı bir destan yazdı. Siperlerde vatan nöbeti tutan Mehmetçik, kah açlıktan baygın düştü kah yaralı arkadaşını sırtında taşıdı ama her seferinde ölümü hiçe saydı. Tıpkı Seyit Onbaşı’nın devasa mermiyi sırtlayıp namluya sürmesi gibi, tıpkı 57. Alay’ın tek bir ferdinin bile geri dönmemesi gibi...

Ve o günlerde, Anafartalar'da, Conkbayırı'nda bir isim parlıyordu: Mustafa Kemal. O, tümenine "Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum!" derken, yalnızca askeri bir emir vermiyordu. O sözler, bir milletin yeniden doğuşunun ilk kıvılcımıydı. Çanakkale’deki zafer, Milli Mücadele’nin mayasını çaldı. Anadolu halkı, “Biz Çanakkale’de yedi düveli yendik, bu işgali de yeneriz!” diyerek, Kurtuluş Savaşı'nın fitilini ateşleyen ruhu kazandı.

--------

Bugün, Çanakkale’nin 110. yıl dönümünde, o siperlerden yükselen sesleri duyuyor ve o ruhu hissediyoruz. O günkü Mehmetçik, bugün bize şunu söylüyor: “Biz her şeyimizi verdik, bu vatanı muhafaza ettik. Şimdi sıra sizde!”

Bu emanete sahip çıkmak, o şehitlerin hatırasını yaşatmak, Çanakkale’yi sadece bir zafer olarak değil, bir milletin dirilişi olarak görmek zorundayız. Çanakkale’yi anlamak, sadece tarihte bir zaferi kutlamak değildir; geleceğe umutla bakmaktır. Çünkü Çanakkale’yi geçilmez yapan şey, sadece toplar, tüfekler değil; inançtı, azimdi, birlikti. İşte bu ruh, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında bize ışık tutacak olan en büyük mirastır. Bu mirası gelecek nesillere aktarmak için tam bağımsız Türkiye idealinden, demokrasiden, laiklikten ve çağdaşlaşma yolculuğundan asla sapmayacağız. Bizleri aydınlık yarınlara güvenle taşıyacak bu değerleri yıpratmaya ve yok etmeye çalışanlarla Çanakkale ruhuyla mücadele edeceğiz.

Bu vatanın toprağına düşen her bir şehidimizi saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz. Çanakkale ruhu hep bizimle!
 

Yazarın Diğer Yazıları