Gün geçmiyor ki bu sözü duymayalım. Konu kadın olunca siyasi partiler olsun, iş dünyası olsun hemen kadına “pozitif ayrımcılık” demeye başlıyor.
Tam da burası beni çok rahatsız ediyor işte. Pozitif ve ayrımcılık kelimelerini sanki beraber kullanmak hiç doğru değil gibi geliyor. Kadınların erkeklerin lütufta bulunmasına hiç de ihtiyacı yok. Tüm alanlarda kadınlar başarılı olmaya devam ederken erkeklerin kalkıp “pozitif ayrımcılık” yapmaları gerçek bir akıl tutulması. Sanki erkek egemenliği dünyaya güzellik katmış gibi biraz da kadınlara hak verelim demek gerçek bir trajedi.
Siyasi partiler de kadınlara büyük jest yaptıklarını zannederek “kadın kotası koyduk” diyorlar. Üçte bir kadın aday göstereceklerini büyük bir gururla açıklıyorlar. Yine güzel bir anlamı varmış gibi bu defa da kota diyorlar. Yani yine bir sınır getirmiş oluyorlar aslında. Bence bir ilin tüm ilçelerinde kadın belediye başkanı olsa o il Türkiye’nin en modern, en ileri, en sorunsuz ili olur. Korkmayalım, kadına ne kota vermek ne de pozitif ayrımcılık yapmak erkeklere verilmiş bir hak değildir. Bu aslında onların başarılı olacağını bildiğimiz için, korkularımızla yüzleşemediğimiz için, size biz başarılı olun diye kapı açık diyerek kendimiz kandırmak.
Lütfen biraz rahat bırakın şu kadınları. Biz erkekler yıllarca bu dünyayı yönettik. Her alanda erkek egemenliği vardı. Sonuç ortada tüm dünya savaş, kavga, mutsuzluk, yoksulluk içinde.
Sonuç olarak biraz erkek kotası koyalım da şu dünyaya artık kadın eli değsin. Emin olun her şey daha güzel olacak o zaman. Merak etmeyin onlar bize pozitif ayrımcılık da yapmaz. Hak ediyorsak hakkımızı verirler.