Kim bu masum İzmirli, doğma büyüme İzmirli olarak? Ben, sevgili okuyucular, son yıllarda Samsun’da yaşıyor olsam da hâlâ aklım ve işim İzmir’de. Samsun birkaç gündür bembeyaz. Hatta Türkiye’nin birçok yerinde binlerce kişi kara doydu. Herkes kartopu savaşı, kardan adam, kardan helva, kar kızağı ile bu kışın tadını çıkarırken, İzmirli sadece yediği ayazla kaldı. İzmirli için kar, “Bir gün yağacak” denilen ama çoğu zaman gelmeyen bir misafirdir. Tüm umutlar ona bağlanır ama sonunda geriye sadece kuru bir soğuk kalır.
İzmir’de her sene vatandaş, “Bu sene bir kar yağsa da tadını çıkarsak.” der ama birçok sene hayal kırıklığı yaşar. Oysa İzmir’e kar yağdığında neler olur, biliyor musunuz? Bu gözler, tepsiyle evin içine kar taşıyanları gördü. Sadece arabaların üstünü tutmuş karı toplayıp minik kardan adam yapanlar mı dersiniz? İki santimetrelik karda fotoğraf çektirip sosyal medyaya boy boy atanlar mı dersiniz? Kar yağarken ağzını gökyüzüne doğru açıp koşuşturanlar mı dersiniz? Kar yağdığını haber vermek için aranıp nispet yapılan akrabalar mı dersiniz? Çocukları kar görsün diye evin çatısına çıkıp tabağa kar dolduran babalar mı dersiniz? Bir gün kar yağsa, bir hafta başka gündemi olmaz İzmirlinin. Belki de o bir günlük coşku yüzünden umudunu hiç kaybetmez. “Bu sene belki yağar.” diye bekler durur.
Bir de haberler var tabii. İnternet sitelerinde bir bakın haberlere, İzmir’e kar yağması müjde gibi verilir. Diğer illerde karın getirdiği olumsuzluklar konuşulur, vatandaşın tedbirli olması istenir. İzmir’e kar haberi ise müjde gibi verilir: “İzmirlilerin beklediği müjde geldi: O ilçeye kar bekleniyor!” Beklenir, beklenir… Çoğu zaman gelmez. İş görüşmesinde “Biz size döneceğiz.” diyen insan kaynakları gibi, “Sen çok iyisin ama ben şu an ilişkiye hazır değilim.” diyen eski sevgili gibi… Oysa bir gelse… Belki de en çok İzmirli hakkını verecek yağan her kar tanesinin. Ama ne yapalım, kader böyleymiş. Zaten insanoğlu böyle devam eder, iklim krizini önlemezse onlar da yakında kar göremeyecek.
Yaşadığımız her mevsimin ne kadar değerli olduğunu, o elimizde yokken anlayabiliyoruz işte. Yediğimiz her domateste eski domateslerin kokusunu aradığımız gibi…
Belki de İzmir’in kar hasreti, tüm insanlığın gitgide kaybettiği doğa olaylarının habercisi. Bugün İzmir kar göremiyor; yarın kim bilir hangi şehirler dört mevsimi yaşama şansını kaybedecek?