Sultan TANGÖREN

Unuttuğumuz şeylerin küçük bir listesi: Her tik 1 puan ediyor

Sultan TANGÖREN

B12 eksikliğim nedeniyle her gün bir şeyleri unutuyorum. Ama sanırım bu sadece benim sorunum değil, Türkiye’de neredeyse herkes kısa sürede unutuyor. Belki de bu unuttuklarımız, gerçekten unutmamamız gereken şeylerdir. İşte bunların küçük bir listesi. Her tik 1 puan eder. 5 puan alana ise, bir süre durup hatırlama reçetesi veriyorum. Belki de hepimizin ihtiyacı olan şey, sadece durup hatırlamak.

Birbirimiz ile bağımızı unuttuk

Pandemi mi bunu yaptı bilinmez. Ama birbirimiz ile bağımızı unuttuk. Otel yangını sonrasında bile ‘haklı’ olduğumuzu ispatlamak adına parmaklarımızı yine birbirimize doğrultmaya başladık. Ama  felaketin hepimizi yaktığını unutmak kolay oldu. Otelin gecelik ücretini, oraya kimlerin gittiğini, yan otelde kalanların kayağa devam ettiğini konuştuk, üstelik asıl konuşmamız gereken konularda susarak yaptık bunu. Yakınlarını kaybeden ailelerin çektiği tüm acılardan hepimizin sorumlu olduğunu unutarak.  Her afet, her ihmal sonucu günlerce yapılması gerekenleri konuştuk, ama bir sonraki felaket anına kadar yine unuttuk.

Doğayı unuttuk

İklim krizine karşı duyarsızlaştık, doğayı bir 'arka planda kalan' figür gibi görmeye başladık. Her sene havalar ısındı, ama biz her defasında 'iklim değişti' deyip geçtik. Her ağacın bir nefes olduğunu unuttuk, oysa her ağaç yalnızca havayı değil, bir geleceği de sunuyordu. Onunla beraber bizim de yok olduğumuzu unuttuk. Asfalt sıcağı yüzümüze çarparken, güneş ensemizi pişirirken bir dal esintisi aradık durduk.

Sağlığımızı unuttuk

Ne paket gıdalardaki etiketleri okuduk, ne de yediğimiz meyve sebzelerin ilaçlı olup olmadığını sorduk. Neye elimizi attıysak ona razı olduk. Pandemide sağlığımıza bir şey olacak diye eve getirdiğimiz poşetlere kadar yıkarken, kendimizi "Onu yeme, bunu yeme... amaaan boşver ne yiyeceğiz?" derken bulduk.

Anın içinde kalmayı unuttuk

Bizden çok telefonların hafızası doldu anılarla. Bir şeyi hatırlamak için yine ekrana bakar olduk. O an orada değildik çünkü yine o ekranın içerisindeydik.  Bir dansın eğlencesinden çok kaç beğeni alabileceği önemli oldu.  Birbirimizin gözlerine gülmek yerine, bir kamera deliğine güler olduk.  "Dur bir konseri çekeyim", "Dur bir yemeği çekeyim", " Dur bir denizi çekeyim" derken, dinlemeyi, tatmayı, koklamayı unuttuk.

Sabretmeyi unuttuk

Verdiğimiz yemek siparişleri, aldığımız kıyafetlerin kargoyla eve gelmesi derken biz sırada beklemeyi sabretmeyi unuttuk. Hızlı hızlı gönderileri geçerken, uzun verimli bir konuşmayı dinlemeyi unuttuk. Dizileri çarpı 2 de izlerken, filmin derinliklerinde kaybolmayı unuttuk.

Sonuçta belki de biz, bir şeyleri unutmaya o kadar alıştık ki hatırlamanın ne kadar güçlü bir eylem olduğunu unuttuk. Ama hatırlamak, bazen yeni bir başlangıç yapmanın önemli bir eşiğidir.Geçmişte değer verdiğimiz şeyleri geri kazanmak geleceğimize umutla bakmanın belki bir başka yoludur.

Yazarın Diğer Yazıları