Sultan TANGÖREN

Yapay zeka Türkiye'de insanları nasıl değiştiriyor? Nimet mi yoksa tehdit mi?

Sultan TANGÖREN

Geçtiğimiz günlerde Rize’de yaşayan Emine Kurt’un, artık ne yemek yapacağına yapay zekaya sorarak karar verdiği haberlere yansıdı. Bu küçük ama çarpıcı örnek, yapay zekanın günlük hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldiğini gösteriyor. Peki, bu dönüşüm Türk insanını nasıl etkiliyor? Yapay zeka gerçekten hayatımızı kolaylaştıran bir nimet mi, yoksa farkında olmadan bizi ele geçiren bir tehdit mi?

Teknoloji bağımlısı mı oluyoruz?

Türkiye’de pek çok kişi artık arama motorları yerine yapay zekaya danışıyor. Eskiden ansiklopedi karıştırarak öğrenen nesil, şimdi en tatlı karpuzu nasıl seçeceğini bile yapay zekaya soruyor. Peki biz, işin kolayına kaçan bir toplum mu oluyoruz, yoksa bilgiye erişimi hızlandıran bir çağın avantajlarını mı yaşıyoruz?

Ücretsiz dert dinleyen psikolog

Artan yaşam maliyetleri ve psikolog seans ücretlerinin yüksekliği nedeniyle, birçok kişi dertlerini yapay zekaya anlatmaya başladı. Yapay destekli terapiler ve sohbet botları, insanlara öneriler sunuyor, moral veriyor. Ancak bir insanın gözlerinin içine bakıp anlaşıldığını hissetmenin yerini alabilir mi? Ya da kendimizi birine tamamen açmış olmanın hafifliğini yapay zeka ile gerçekten hissedebilecek miyiz? Gerçek tedavi olabilecek miyiz yoksa sadece kendimizi mi kandıracağız?

Senin memleket neresi?

Mağaza mağaza gezip ürün kıyaslamak tarihe karışıyor. Yapay zeka destekli öneri sistemleri sayesinde, ihtiyacımıza en uygun ürün birkaç saniyede karşımıza çıkıyor. Ancak bu dönüşüm, pazarlık kültürüyle ünlü Türk insanını nasıl etkileyecek? "Senin memleket neresi? " ile başlayan tokalaşmalar tarihe mi gömülüyor?

Robot çocuklar mı, dahi çocuklar mı?

Yapay zeka ile büyüyen gümbür gümbür bir nesil geliyor. Geleneksel yöntemlerle büyümüş anne-babalar, teknolojiye bağımlı çocuklarıyla nasıl bir ilişki kuracak? "Şimdiki çocuklar çok zeki" derdi eskiler, peki şimdinin insanı gelecek nesil için ne diyecek?  Problem çözme yeteneği güçlü, özgüvenli aynı zamanda bireysel çocuklar ilerinin bencil, empati yeteneği zayıf bireylerine mi dönüşecekler? Yoksa tüm bunlar bir kuruntu mu?

İletişim kolaylaşıyor ama insanlar yalnızlaşıyor mu?

Mesajlaşma, görüntülü konuşma, yapay zeka ile sohbet.Tüm bu iletişim araçlarına rağmen insanlar giderek yalnızlaşıyor. Sanal dünyada geçirilen vakit arttıkça, yüz yüze ilişkiler zayıflıyor. İleride ihtiyaç duyduğumuz da bir tanıdık omza kafamızı yaslayabilecek miyiz? Yoksa kendi sırtımızı kendimiz kaşımak durumunda mı kalacağız?

Pazarda tezgahımıza yer var mı?

Yurt dışında birçok meslekte yapay zeka insanların yerini almaya başladı. Peki, Türkiye'yi önümüzdeki yıllarda ne bekliyor? Koca bir pazarda tezgahımıza yer bulabilecek miyiz? Yoksa sistemin çarklıları arasında ezilip yok olup gidecek miyiz? Açıklardan sızıp yükselebilecek miyiz? Yoksa işe yaramaz olarak görülüp kenara mı itileceğiz?

Tüm bu soruların ışığında yapay zeka Türkiye insanı için bir nimet mi? Yoksa bir tehdit mi? Sanırım bunu zaman gösterecek. Ama o zamana kadar yapmamız gereken en iyi şey insan dokunuşunu kaybetmeden bu teknolojiden olabilecek en iyi şekilde fayda sağlamak. Teknolojiye adapte olmak ama onda kaybolmamak. Türkiye için en iyi şekilde kullanmak, geliştirmek, pastadan payını almak ama zararlarından da en akılcı şekilde korunmak. Yapay zeka bizim için bir araç mı olacak, yoksa farkında olmadan biz mi onun aracına dönüşeceğiz? Hep beraber göreceğiz...

Yazarın Diğer Yazıları