Gençliğin umudunu yitirdiği zamanlardı. Hiçbir AK Partili gencin sesini çıkaramadığı, Cumhurbaşkanını savunamadığı zor yıllardı. 17/25’ten 15 Temmuz'a uzanan o sürecin ilk zamanlarıydı. Dershane olaylarıyla yolun başında tehlikeyi görüp tarafını belli eden, vekillerinden genel merkez yöneticilerine kadar kimsenin sesi çıkmadığı, cemaat ile partisi arasında sıkışan o günlerde ve Fetö kazanacak umuduyla partisini satanlara karşı kendi çapında, Kürşad’ın 40 çeri ile Çin sarayını bastığı gibi Ertuğrul Günay'ın o meşhur ayrılış toplantısını basarak tepki koyan Eyüp Kadir İnan o günlerde dikkatimi çekmişti. O zamanki şahitlerim bilir, şöyle demiştim: bu çocuğu yemezler ve yedirmezler ise, partinin fetrete girdiği o dönem geldiğinde yeni bir ışık, yeni bir nefes olur.
Önce İzmir’i toparladı. İzmir’e birçok yeni yüzler ve yeni siyasete giren pırıl pırıl gençler bıraktı. Üniversitelerde, kordonda, çimlerde gençlerle Hasbihal toplantıları başlattı. Sabah başladığı maraton, gecenin geç saatlerine kadar devam ediyordu. Ramazan ayında ise belki ilk iftarı belki son iftarı kendi evinde yapıyor, geri kalan tüm günlerinde ellerinde erzaklar ile ekibiyle birlikte her gün başka bir öğrenci evinde sahur yapıyor, akşama orucu başka öğrenci evinde açıyordu. İzmir’in 30 ilçesinde yaptığı bu sistematiği Genel Merkez Gençlik Kolları Başkanı olunca da 81 vilayette uyguladı.
Ankara’daki danışmanlık görevleri nedeniyle Ankara’ya aşinaydı, genel merkezi iyi biliyordu İnan. İzmir Gençlik Kolları Başkanlığındaki dikkat çeken çalışmaları ve projeleri onu Genel Merkez Gençlik Kolları Başkanlığına taşıyacaktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gençlere verdiği önem ve siyasette gençlerin önünü açmak için milletvekili listelerinde yer verdiğini herkes bilir. Beyoğlu Gençlik Kolları Başkanlığında başladığı siyaset zamanlarından bugünlere gelen Erdoğan, İnan’da kendisini görüyordu. Boyu ile, çalışkanlığı ile, mütevazılığı ve yeri geldiğinde ani sert çıkışlarıyla o günleri adeta tekrar yaşıyormuş gibi kendisinden izler görüyordu Erdoğan. O yüzden tüm programlarında yanında götürüyor, ‘’Arayın Eyüp’ü o da gelsin bu programa mutlaka’’ diyerek her programda İnan’ı görmek istiyordu.
Fetret demiştim ya hani, kelime anlamı olarak ‘’zaaf, gevşeme, gücünü ve tesirini" kaybetme manalarına gelir. Her siyasi partinin kronolojik sıralamalarında kuruluş, yükseliş, gerileme, fetret dönemleri olmuştur. Devlet ve siyaset boşluk kabul etmez. Yerel seçim sonuçları ortada, AK Parti’de yenilenme süreci büyük bir merak uyandırıyor. Genel seçimler ise çok sürprizlere ve ittifaklara gebe. Ak Parti ilk kez 20 yıl sonra 2.parti oldu, siyasi olarak Ak Parti’nin fetret devridir bu dönem. Bu dönemler Çelebilere ihtiyaç olduğu dönemlerdir. Çelebi derken Mehmet Ali Çelebi aklınıza gelmesin. Benim kastettiğim, bazı tarihçiler tarafından Osmanlı Devleti'nin ikinci kurucusu ve 9. asrın müceddidi olan Mehmet Çelebi.
Genel Merkez kongresinin yaklaştığı, Bakanlar Kurulunun değişmesine günler kala kimler gidecek kimler kalacak beklentisi ile tüm gücüyle Ankara’da kulisler devam ederken İzmir’de nasıl bir süreç olacak herkes tarafından merak konusu. İzmir’den 1 Bakan, 1 MYK ve 1 MKYK üyesi çıkacağına kesin gözüyle bakılıyor. Ekstra 1 Bakan yardımcılığıda sürpriz değil. Hamza Dağ, Alpay Özalan, Mehmet Kasapoğlu Bakanlık bekleyenlerden. Ceyda Çankırı MYK, Atilla Kaya ise MKYK listesinde kendilerini görme ümidindeler. Eyüp Kadir İnan ise tüm bu listelerin göbeğinde bir isim. Gençlik Kolları Genel Başkanlığı ile hem MYK hem de MKYK görevlerini aslında yapmış durumda İnan. Hali hazırda zaten vekil. O halde sadece Bakanlık deneyimi kaldı. Gençlik ve Spor Bakanlığı için olan bunca çekişmenin içinden arasından Eyüp Kadir İnan Bakan olarak çıkar.