Tuğrul Emre Kaya

Yastık ile Baht

Tuğrul Emre Kaya

Anadolu’da bir söz vardır; ‘’Yastık değiştirmekle baht değişmez’’ diye. Herkesin bir yastık değiştirip baht değiştirememe gibi bir durumu var. Kimisi 5 evlilik yapar, kimisi yönetim kurulunu değiştirdikçe sıkıntıları bitmez, kimi siyasi partilerde başkanları ve vekilleri değiştirdikçe oy kaybını önleyemez. Bunun kesin ve başlıca sebebi aynı ortak mantık ‘’yastık değiştirmek’’. Değişenler, değiştirenler, yeni değişenler hep aynı oldukça değişen bir şey olmuyor. AK Parti teşkilatlarında sosyal medya paylaşımlarına bir bakın; neredeyse 8 senedir aynı hezeyan, aynı suçlamalar ve hep yastık değiştirme muhabbetleri dönüyor. Görevden alınan ya da görev verilmeyenler, göreve gelenlere ‘’AKP’li’’, ‘’Kripto’’, ‘’Fetöcü’’ yorumlarını yapıyor. Göreve gelenler ise göreve gelmeden önce nelerden şikayetçi iseler aynılarını hatta fazlasını yapıyorlar. Doğrudan temin ihaleler, adam kayırmacalar, teşkilatları hiçe saymalar, liyakatsizlik, söz verip tutmamak gibi hastalıkları devam ettiriyorlar. Hastalık diyorum çünkü bulaşıcı olduğuna eminim artık.

Son 2 yazım Ankara ve İzmir’de ses getirmiş olacak ki, sokak hayvanları tasarısı sonrası sahiplenme oranları AK Parti teşkilatlarında artmış durumda. Bunun en güzel örneğini, hayvansever iş adamı kimliğiyle tanınan AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı uyguluyor. Ailecek kendi çiftliklerinde yıllardır besledikleri ve sahiplendikleri sokak hayvanlarına 2 yeni üye daha katıldı. İlçe başkanlarına ve vekillere örnek olmasını temenni ediyorum. Diğer yandan AK Parti Konak İlçe Başkanı Sait Baştaş ise Roman mahallerinde sahaya inerek, romanların sahipsiz olmadığını göstermiş oldu.

İzmir Belediye Meclislerinde ise enteresan gelişmeler yaşanıyor. Bornova Meclis toplantısında Sait Tatlı’yı son zamanlarda takip ediyorum ve şaşkınlığımı gizleyemiyorum. Önce zam ve hayat pahalılığından gol yedirdi ekibine, şimdi ise meclisi terk ederek attı golü kendi kalesine. Sanırım hattrick yapana kadar da durmayacak. Şaşkınlıkla izliyorum. Karabağlarda ise Uğur Özcan adeta eski Fenerbahçeli Semih gibi sonradan girdi ve gol yağmuruna tuttu. Hem Başkana hem de rakip meclis üyelerine Hayvan Hakları konusunda yapmacık davrandıklarını ve komik bir bütçe ayırdıklarını ispatladı. Açılış, nikah şahitliği ve başka ilçe ziyaretleri dışında vakitleri olursa Karabağlar teşkilatlarının buradaki doneyi kullanmaları lazım. Fırat Eroğlu ise ilk kez sertleşmeye ve etkin muhalefet yapmaya başladı diyebilirim. Önceden yumuşak siyaset yapan, vurmaktan çekinen bir Eroğlu vardı. Sanırım ikimizin ortak noktası Boks sporunun bunda etkisi var.

Çinlilerin beddua edecekleri kişiye dedikleri gibi: "Umarım ilginç bir çağda yaşarsın." Dediği bir çağda yaşıyoruz. Hakikaten çok ilginç zamanlardan geçiyoruz. Belediye takımlarına destek olmayan ve Belediye spor kulüplerinin başarısı olmayan belediye başkanları, olimpiyatlara destek olmaya Paris’e gidiyor. Spor ve Gençlik Bakanının yaşlı olduğu bir olimpiyatlarda başarısız olsak da, filenin sultanları, boksör kızlarımız, Metemiz ile teselli olduk. Olimpiyatlar öncesi federasyonları denetlemeyip sonrasında bedelini soracağız demek işin kolayı. İlkokullarda olimpiyat ufkunu çizmeden göreceğimiz ancak çölde serap olur.

Yazıma son vermeden önce bir şeyi çok merak ediyorum; başarısız bir koordinatör, seçim kaybetmiş bir vekil ya da belediye başkan adayı gittiği yerlerde teşkilatlara ne öğretebilir? Sosyal medyada isimsiz don Kişotlarla savaşan teşkilat mensupları sormuyorlar mı acaba? Başkan bize başarısızlığın, kaybetmenin kitabını mı yazdıracaksın diye. Ama sosyal medyada, kahvede eleştirmek daha kolay hem de daha serin değil mi? Samimiyetsizsiniz, her şeye, her olaya kendi pencerenizden bakıyorsunuz. Haksızlığa uğrayanın değil kendiniz haksızlığa uğrayınca kendinizin yanında oluyorsunuz. 
 

Yazarın Diğer Yazıları